40.bölüm

198 13 0
                                    


Onu dikkatlice dinledim.Söyledikleri canımı yakmaktan başka bir işe yaramadı.Annemle babam'ın cezasını ben çektim hem de iki kere.Üstelik Yaman her şeyi biliyordu ve bana tek bir kelime dahi etmedi.

Bir de üstüne dedem olacak adama şiddet uygulayıp tehdit etti.Kalp atışlarını yokladım ama dedikleri dogruydu.Hepsi hemde.

Aglamamak için kendimi zorlarken kaderimi kabullenip o acı dolu kelimeleri söyledim.

"Ne istiyorsun?"

"Ölümsüzlük.Yaseminle bana bunu bahşedeceksin."dediginde kaşlarım çatıldı.

"Ben nasıl yapabilirim.?"

"Kolay,kanını akıt ve bize içir.Bu ölümsüz olmamızı saglayacaktır."İnanamıyorum.Halam'a kanımı içirmemi bu yüzden istediler.Ölümsüzlük için.

Ayaga kalkıp pençelerimi çıkardım.Korumalar ayaklanırken dedem el işaretiyle onları geri çekti.Yanına ilerleyip işaret parmagımla bilegime uzunca bir çizik attım.

Damlayan kanları agzına tutarken içti.Ondan igreniyordum.Sonra Yasemine içirdim.O buraz daha çekingendi bu yüzden bir bardaga koyup verdik.

Dedem agzına bulaşmış kanı elinin tersiyle silerken hırladı.Kurtlar kan içmez çünkü.

Onlara ölümcül bakışlarımı atarken kapı büyük bir gürültüyle açıldı.Yaman hızla içeriye girerken arkasında da bizimkileri gördüm.Bilegimden akan kanla nefes alış-verişlerimizdi tek ses.

Bu hayatta en çok neyden nefret edersin deseler ihanet ve yalan derdim.Ve benim başıma gelmişti.Güvendigim herkes bana ihanet edip yalan söylemişlerdi.

Bakışlarımız keskinleşirken gözlerim kanla kaplı beyaz tişörtüne kaydı.Onun da gözleri akmakta olan bilegimdeki kana.

Bana dogru yaklaşıp eliyle bilegimi tutacakken geriledim.Bu herşeyi biliyorum benden uzaklaş demekti.

"Mira..."dedi fısıltıyla sanki.Bana seni seviyorum.dedigi anlar geldi aklıma.Acaba o da mı yalandı.Bana dokunurken sarf ettigi sözcüklerde mi yalandı.

"Ögrendim."dedim tek kelimeyle.Yerinde taş kesilirken konuştu.

"Biliyorum,kırgınsın ama söyleyemezdim.Buna cesaret edemezdim.Seni kıramazdım."dediginde gozümden düşen yaşa mani olamadım.

"Belki sen söylesen kırılmazdım.Sen söylesen seni affederdim.Sen söylesen gözümde hala bir degerin olurdu ama şuan o adamdan bir farkın yok."dedim dedemi ima ederken.Onun da gozünden yaşlar düşmeye başladı.

Elimin tersiyle göz yaşlarımı sildim.Dedeme döndüm."Şuan ölümsüz müsün?"

"Evet,artık öyleyim."Herkesin agzından bir Ne? Feryadı dökülürken önünde durdum.

"Bunu yapacagımı söylemiştim."diyip suratına bir yumruk attım.

Yere düşerken Yasemin'in agzından bir çıglık koptu.Yere yanına diz çökerken konuştum.

"Hatırlıyor musun,dede? Depoda aynen bu şekidleydik yalnız o an ben dayak yiyordum."Yaman'ın hırlamalarını es geçip pençelerimi çıkardım ve onun bana yaptıgı gibi pençelerimi tam karnına sapladım ama orda kaldı.Çıglıgı sona ererken dişlerinin arasından.

"İntikam mı alıyorsun?"çıktı.

"İntikamamım ölsen bile alınmaz."ellerimi biraz daha bastırdım.Ölümsüz oldugu için pek bir şey olmaz.

"Bir şeyi unuttun,dede?"

"Ne?"dedi zorlukla.Pençelerimi derine sokarken devam ettim.

"Ben hala karanlık kurt degilim.İçimdeki kurt hala dışarıya çıkmadı.Kanım sizi iyileştirir sadece ölümsüz yapmaz."dedim slimi çekerken.Öfkeyle bana bakarken

ALFA'MWhere stories live. Discover now