4.Bölüm-Efsane

1.7K 135 4
                                    

Lapa lapa yağan kar taneleri, usulca dans ederek yeryüzüne iniyordu. Etraf bembeyazdı, bu beyaz mucizeler tüm rahatsız edici sesleri sonsuzluklarında yok etmişlerdi. Sessizliğin içinde kendi zihnimdeki karmaşayı dinlerken ellerimi gözlerime bastırdım. Bir süredir zeminde oldukların buz gibiydi. Bu bana tuhaf bir şekilde iyi geliyordu.

Hava soğuktu, cidden üşüyordum ve hatta bana zarar veriyordu belki de ama şu an hiçbir şey gerçeklerden daha acı verici olamazdı. Benim babam Alec Feu ise diğer hayatımdaki babam bildiğim adam kimdi? Dahası annem aynı mıydı, bunlarla bir ilgisi var mıydı? Aklım çok fazla karışıyordu, içinden çıkabilecek kadar güçlü hissetmiyordum. Güçlü bir hortuma yakalanmış ve kendimden de mucizelerden de umudu kesmiş gibiydim.  Sıkıntıyla iç çekerek başımı duvara yasladım, bu hareketimle gözlerim gökyüzüne çıkmıştı. Gecenin karanlığında bile açık renkli kar bulutları ay ışığı sayesinde kendilerini belli ediyordu. Zihnimdeki sesleri dinlemekten başım ağrımaya başlamıştı, üşüyordum ama içeri girsem sıcaktan bunalacağımı biliyordum. Alnıma dokundum. Daima sıcacıktı. Gücümle ilgili olabileceğini düşündüm.

"Dinlesen şaşırırdım zaten." Ona dönmek yerine gülümsedim. "Neden? Laf dinleyen birine benzemiyor muyum?" 

Kısa süre bekledikten sonra sordu. "Benziyor musun?" 

Ona döndüğümde karşımızdaki karla kaplı ormanlık alana baktığını gördüm. Parmaklarının arasında bir sigara parlıyordu, zehri içine çekerken ay ışığının vurduğu yüzünü izledim. Böylesine kusursuz olmalı mıydı? 

"Hiç kendi zihninle savaştığın oldu mu?" Soruma karşılık gözlerini gözlerime sabitledi. Sigarayı hemen yanına indirirken dumanı gökyüzüne doğru üfledi. 

"İnsan zihniyle her daim savaşır. Önemli olan ikinizin de galip çıkması." 

"Bunu nasıl başaracağımı bilmiyorum," işaret parmağımla hafifçe şakağıma vurdum. "Seslere dayanamıyorum." Omuz silkti. "O zaman onları sustur. Senin zihnin, ipler senin elinde."

"Eğer olmazsa kafamı mı keseyim," diye sorup güldüğümde ciddiyetle bana baktı. "Evet." Kaşlarımı çatarak gözlerine bakarken bakışları yumuşadı. "Şaka yapıyorum. Zihninle savaşamazsın çünkü zihninin içindeki savaşı sen açtın. Yani kazanan da kaybeden de sensin." Oflayarak önüme döndüm. 

"Her şey üst üste geldi. Bunlara," derken ellerime baktım. "Alışamıyorum."

"Daha çok yeni Sandy. Vakti geldiğinde her şey iyi bir sona ulaşır."

"Her son bir başlangıçtır," dediğimde güldü hafifçe. Ben bu haline hayranca bakarken başını iki yana sallayıp sigarayı dışarı savurdu. "Kendini içinden çıkamayacağın bir paradoksa sokma Sandy. İçeri git ve dinlen."

"Uykum yok," dediğimde içeri girmekten vazgeçmiş olacak ki aynen benim gibi yere oturup sırtını duvara yasladı. Ama benim aksime ayaklarını uzatıp kollarını göğsünde birleştirdi. 

"Benim de yokmuş." 

Hafifçe gülümserken birbirimizden habersiz aynı yere baktık. Aynı gökyüzüne, aynı kar tanelerine ve aynı gezegene...

***********************************************************************************************

"Bugün büyük güüüün!" 

Esta'nın çığlığıyla sıçrayarak uyandığımda gözlerimi ovaladım. Saat kaçtı? İnanılmaz yorgun hissediyordum. "Ne büyük günü? Burada ne arıyorsun Esta?" Sırıtarak yatağın ucundan kalktı. "Sonunda uyandın. Bugün kış şenliklerinin hazırlığına başlıyoruz. Dersler yok!" Gözlerim büyüdü. "Ne demek yok?" Omuz silkti. "Senin bu harika arkadaşın şenliklere hazırlıkta yardıma etme bahanesiyle izin aldı. Ders falan yok, bugün çok eğleneceğiz." 

ATEŞİN VARİSİ - İKİZ RUHLAR (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now