7.Bölüm-Şenlik

1.4K 110 20
                                    

"İçinde serbest kalıp dışarı çıkmak isteyen mucizevi bir güç var. Önce bunu sorgulamalıyız. Yeterince güçlü müsün?"

Güçlü müydüm? Hayatım boyunca birçok acıya göğüs germiştim ve annemin ölümü en ağırı bile değildi. Gözyaşlarımı silen kimsem yoktu. Babam kendini çekmiş, kendi acısına yetebilmişti. Bense kendi köşemde, yalnızlığımla ve kalbimin en derinlerinde oluşan boşlukla kendim savaşmıştım. Güçlüydüm. Fiziksel bir acı benim için katlanılması zor değildi, olmamalıydı. Her şeyin bir nedeni vardı. En önemlisi de burada olmamın sebebiydi.

"Eğer güçlüysen içindeki güce inanmaya başla. Bu sen de doğuştan var olan bir şey. Kimse onu yoktan var etmedi. Daima seninleydi, yalnızca sen farkında değildin ve bu onu sonradan yaratılmış yapmaz. Buna inan. O sesin bir parçan."

Bu güç benim bir parçamdı. Biz bir bütündük. Ruhum ya da zihnim. Bu her neyse yalnız değildim. Aidan veya değil. Ateş benim damarlarımda akıyor, zihnimde yaşıyordu. Ve özgürlüğü yalnızca ellerimin ucundaydı. O benimleydi ve daima vardı. Ona inanıyordum. Aidan'a inanıyordum. Ben kendime ve ateşe inanıyordum.

"Eğer ona da inanıyorsan düşün. Bunun için yeterince cesur musun?"

Annemi çok küçük yaşlarda kaybetmiş, babamı ise şimdiden gözden çıkarmaya başlamıştım. Arkadaşlarım vardı ve bana destek olacaklarına inanıyordum. Yalnız değildim. Arkamda beni koruyacak insanlar olduğunu biliyordum, onlarla yeni tanışsam bile böyle düşünmem bunu kanıtlar nitelikteydi. Kaybedecek bir şey yoktu. Değer verdiklerimi korumak için her şeyi yapardım. Yeterince cesurdum.

"O cesaret sen de varsa eğer söyle, hazır mısın? Gücünle tanışmaya hazır mısın Sandy?"

"Hazırım," diye mırıldandım. Gözlerim kapalıydı, avuçlarımı sıkmış doğrudan karşıya dönmüştüm. Zihnimdeki sesler bana yardım etmek ister gibi susmuştu, artık yalnızca ben vardım. "O zaman gücün seni zorladığını hisset. Acıya göğüs ger. O sana değil, sen ona hükmet. Unutma, yalnızca gerçekten istersek kazanabiliriz. Bu yalnızca sana bağlı. Gücün yoğun veya değil, o var. Ve çıkmak için bekliyor. Hazır olduğunda onu bul ve serbest bırak."

Elen sustuğunda artık yalnızca ben vardım. İçimdeki şeyin yoğunluğunu hissedebiliyordum, çıkmak istiyordu.

"Onunla bir olman gerek."

Aidan'ı duyduğumda şaşırmıştım. uzun süredir sesini duymuyordum ama iyi gelmişti. O bunun nasıl olduğunu biliyor olmalıydı, bana yardım edebilirdi.

"Aidan," diye seslendim zihnimdeki karanlığa. "Bana yardım etmelisin. Gücümü ortaya çıkarmama yardım etmelisin."

Sessizlik. Çarelerimin tükendiğini
hissediyordum. Ama hızlı pes etmeyecektim.

"Beni bul."

Onu bulmalıydım. Beni bekliyordu ve onu bulacaktım. Zihnimde kendi görüntüm gözlerimin önüne geldi. Beyaz bir elbise giymiştim. Bu rüyamdaki elbisenin ta kendisiydi. Etraf karanlıktı. Bir boşlukta gibiydim, etrafımda hiçbir şeyin varlığını hissetmiyordum. Yavaşça yürüdüğümde ayağımın kuru bir zeminde olmadığını hissettim. Yer ıslaktı, suyun içerisinde yürüyordum. Bileğime kadar yükselen su uzun elbisenin uç kısımlarını içine almıştı. Yansımama baktığımda yalnızca yanan bir bedenden ibarettim.

Korku yok.

Duygulara yer yoktu.

Sesin yankısına doğru ilerledim. Önümü göremesem de bir şeye çarpmayacağımdan emindim. Sonunda durduğumda kızıl bir ışıltının önündeydim. Yavaşça bana doğru döndüğünde tüm bedeninin yandığını gördüm. Korkuyla gerilerken bunun yanlış olduğunu düşünmeye başlamıştım. Bu bendim ama kendim gibi görünmüyordum. Gözlerim parlıyordu, tüm bedenim yansa da yüzümde zevk alan bir ifade vardı. Elini hafifçe kaldırıp yumruğunu sıktığında ateşler hafifledi. "Sen de onlar gibisin," dedi ses.

ATEŞİN VARİSİ - İKİZ RUHLAR (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now