ATEŞİN VARİSİ - İKİZ RUHLAR (TAMAMLANDI)

22.Bölüm-Sembol

   Sarayda gerçekten büyük bir hazırlık vardı ve bu Feu'dakine kıyasla dev kalıyordu. Herkes her yana koşturuyor, muhafızların resmen canı çıkıyordu. Onlara olabildiğince yardım ediyorduk ama törenin ana gidişatı için çalışırken bu pek de mümkün olmuyordu.

Öğlene doğru Alita nefes nefese yanımıza geldiğinde ona şöyle bir baktım. Koşturmaktan yüzü kızarmış, kabarmış saçları iki yana dağılmış ve yüzü terden ıslanmıştı artık. Hepimizin böyle göründüğüne şüphe yoktu. "Kızlar..." Derin bir nefes aldığında yüzünü buruşturup eğildi ve ellerini diz kapaklarına dayadı. Abisi kral oluyordu sonuçta, o da her şeyin mükammel olması için çabalıyordu. "Jeremy... Kı-kıyafetleri bitirmiş." Esta heyecanlı bir çığlık atıp üzerinde durduğu sandalyeden atladı. Duvara minik süsleri yerleştirmekle meşguldü.  

"Bu harika, hemen gidelim mi?"

"Hemen." dedi Alita ve doğrulurken kısık sesle ekledi. "Ama yavaşça." Kıkırdayıp peşlerine takıldım. Tanıdık koridorları geçip eski kapıya ulaştığımızda ilk olarak yine Alita girdi. "Hoş geldin tatlı kremam! Elbiseler hazıır!" 

Esta resmen eğilip masanın altında elbise arayacak kadar heyecanlıydı. Sadece elbiseydi bu, neden böylesine gergindi anlamıyordum. Söz konusu Esta ise, sorgulamamak en doğrusuydu aslında. "Gel bakalım esmer güzel. Sana elbiseni denetelim." Ona bir elbiseyi kılıfı içinde uzatıp kabine yönlendirdi. Hepimiz heyecanla beklerken Octavia yavaşça kabinden çıktı, perdeler kapandığında hayranlıkla gülümsedim. Altın, parıltılı ve ince askılı bir elbiseydi. Aslında iki parça gibiydi. Bir üst kısmı vardı ve bedenini sarıyordu, hafif göğüs dekoltesiyle çok hoştu. Alt kısımsa mini eteğiydi, parıltılar aynıydı ve etek dizlerinin üzerine kadar yavaşça açılarak iniyordu.  

Kendine aynada bakıp gülümsedi ve Jeremy'ye minnettar bakışlar gönderdi. Sırada Esta vardı. Onu içeri gönderip sabırla bekledik, sonunda çıktığında onun da göz kamaştırıcı olduğuna karar verdik. Sarışın, koyu kırmızı, kalın askılı bir elbisenin içerisindeydi. Boğazına doğru yükselen yakaları olsa da, tam göğüs kısmının biraz yukarısında su damlası şeklinde bir açıklık vardı. Elbise ayak bileklerine kadar iniyor, ardından arka kısmı uzamaya başlıyordu. Kollarında tül detayları vardı, hemen elinin arka kısmına kadar uzanıp yine su damlası şeklinde bitiyordu. Gerçekten müthişti. 

Jeremy, Alita'nın elini tutup onu gönderdiğinde bize göz kırptı. Sonunda elbiseyi giyip çıkan Alita kocaman gülümsüyordu. Bundan memnun olduğunu anlamıştım. Hak verebilirdim ona. Lila tonlarındaki elbise kolsuzdu. Üst bedenini saran elbisenin belinden sonrası kabarıktı ve dizlerinin üzerinde bitiyordu. Lila tül eklemeleri vardı yine, göğüs kısmı minik, şeffaf parlak taşlarla süslenmişti.

Sonunda Jeremy elime elbiseyi verdi ve gitmemi işaret etti. "Bundan çok umutluyum."

Heyecanla kabine girip üzerimdekilerden kurtuldum ve kılıfı açtım. Dudaklarım hayranlığın etkisiyle aralanırken elbiseyi tamamen çıkarıp göz gezdirdim. Sonunda kızların sabırsız nidaları yükseldiğinde gülüp elbiseyi giymeye koyuldum. Bedenime tam oturan, siyah bir elbiseydi. Belime kadar dar gelen elbise, dizlerimin biraz üzerine kadar inse de, üzerindeki siyah tül detayı dizlerime kadar ulaşıyordu. İnce askılı da olsa omuzlarının hemen üzerinden çıkan yumuşak ve uzun parçalar kollarımı kapatıyor, hareket ettikçe dalgalanarak açılıyordu. Ayna da kendime hayrnalıkla bakarken kızların biraz daha söylenmesi üzerine dışarı çıktım. Gözleri şaşkınca açılırken Esta ellerini çırptı. "Mükemmel!" Hemen göğüs kısmındaki siyah parıltılara bakıp hayranlıkla gülümsedim. "Gerçekten öyle. Sen harikasın Jeremy." 

Sırıtıp bize göz kırptığında Alita heyecanla bağırdı. "Çok az kaldı. Misafirler gelmeye başlamadan odalara dağılıp hazırlıklarımı tamamlayalım."