25.Bölüm-Kaçamak

723 51 3
                                    


   Duştan çıkıp yorgun adımlarla yatağıma ilerledim. Yüzleşme, haddini bildirme falan derken iyice yorulmuştum. Bugün de öğün atladığımdan pek iyi hissetmiyordum doğrusu ama iştahım da yoktu. Yatağın ucuna oturup ellerimi kenarlara dayadım. Gözlerim yerdeki ince halının kırmızı siyah desenlerinde gezerken derin bir nefes aldım.

Regina ciddi anlamda korkmuştu. Bunu hissetmiştim ve bana keyif verdiğini fark etmiştim. Bunun beni korkutması gerekip gerekmediğinden emin değildim. Elimi nemli kalmış saçlarımdan geçirip gözlerimi kapattım. yine bir sonuca varamamış da olsak onunla konuştuğum için iyi hissediyordum. Aklımda da içimde de kalmayacaktı. Bu son değildi, farkındaydım ama bu bile bir şekilde bana önemli hissettirmişti.

Kapım hafifçe çalındığında gelen kişinin girebilmesi için seslendim ama bir hareket olmadı. Kaşlarımı çatarak ayaklandım ve kapıya ilerledim. İçim sıkılırken kapı kolunu kavrayı hızla çektim, elimi temkinle öne uzatsam da kimseyi göremediğimde omuzlarım çöktü. Elimi indirip Alba'nın şaka yaptığını düşünerek kapıyı kapatacaktım ki yerdeki minik kağıdı gördüm. Siyah, ince bir kalemle, düzgün bir el yazısıyla yazılmıştı. Bu bana Maria'nın mektubunu hatırlattığında sıkıntıyla nefesimi verdim ama okumayı bırakmadım.

"Kağıtları takip et." Kaşlarım daha da çatılırken kapımı kapattım, minik adımlarla yumuşak halıda ilerledim. Ayaklarım ilk defa çıplak çıktığımdan tuhaf hissediyordum ama şu an umursamak istemiyordum. Diğer bir beyaz kağıdı elime alıp dikkatlice okudum. 

"Kaşlarını çatmayı bırak." Kaşlarım kendiliğinden düzelirken koşar adımlarla diğerine ilerledim, yukarı çıkan merdivenlere yaklaşıyordum. 

"Biraz da gülümse, sana yakışıyor." Elimde olmadan gülümserken zaten kim olduğunu anlamıştım. Beni bu kadar iyi tanıyabilecek, ama bu kadarını da yapabilecek bir kişi vardı. 

Sıradaki kağıdı elime alırken, diğerlerini göğsüme bastırdım. "Yaklaştın Petite Fille." 

Gülümsemem büyürken merdivenleri koşarak çıktım, başka kağıt yoktu. Ta ki terasa çıkan camların önüne gelmeden önceye kadar. Minik kağıt, bu sefer siyahtı ve beyaz ince bir kalemle yazılmıştı. "Gözlerini kapatıp ilerle. Sana zarar gelmesine izin vermeyeceğimi biliyorsun." 

"Biliyorum." diye mırıldanırken gözlerimi kapatıp doğrudan ilerledim. "Açabilirsin Petite Fille." Güzel sesini duyduğumda gözlerimi aralayıp ışığa alışmasını bekledim. Dudaklarım aralanırken kağıtlar elimden düştü. Dudaklarım yukarı kıvrılırken koca terasa baktım. Siyah, parlak yıldızlar tepemizde uçuyordu, hemen mermerlerin üzerinde Octavia'nın doğum günündeki gibi, tek bir farkla, kırmızı mumlar dizliydi. Ayaklarımızın altı da siyah, parlak gücüyle kaplıydı ve yavaşça yukarı uzanıp kayboluyorlardı. O ise kenarda dikilmişti. Siyah bir tişört ve kot vardı üzerinde, siyah kot ceketini giymişti. Elleri cebinde, siyaha kaçan gözleriyle bana bakıyordu. Saçları her zamanki gibiydi. Şaşkınca ona bakarken hala gördüklerimin etkisiyle sarsılmış durumdaydım.

Gözlerine baktığımda ellerini cebinden çıkarmadan omuz silkti. "Bir gün, uyuduğunda seni izlerken elini tuttum ve istemeden zihnine girip eski hatıralarına ulaştım. Babanla olan hatıran..." Nefesimi tutup onu izlemeye devam ederken bakışlarını kendi yarattığı siyah parlak yıldızlara çevirdi. "Yıldızları, asla yapamayacağını bildiğin halde tutmak istiyordun. Onlara ulaşmak ve parlamak. Ama en büyük yıldızın sen olduğunu bilmiyordun henüz." Yavaş adımlarla yaklaşıp tam önümde durdu. 

"Benim sana verebileceğim yıldızlar siyah, Sandy. Sana verebileceğim her şey siyah, korkunç ve soğuk. Ötesi yok. Ben de seni yakıcı, güçlü, korkusuz ve cesur halinle sevdim. Diğerlerinin hangi tarafını gördüğü ya da görmek istediği umurumda değil. Benim için rengin kırmızı da, siyah da olsa en parlak yıldız sensin." Duyduklarımın etkisiyle titremeye başlayan bacaklarım sonunda tüm gücünü çekti ve sarsılarak Aramis'e tutundum. Gözlerine bakarken ne yaptığını anlamaya çalıştım. Çünkü beni kendine defalarca aşık etmekten öteye gitmiyordu. kalbim öyle hızlı çarpıyordu ki neredeyse nefessiz kalacaktım artık. 

ATEŞİN VARİSİ - İKİZ RUHLAR (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now