8.Bölüm-Petite Fille

1.3K 116 11
                                    

Burnuma dolan yoğun koku nedeniyle gözlerim aralandı. Bulanık bakışlarım yavaşça düzelirken sırtımın soğuk bir yüzeye temas ettiğini biliyordum. Ellerim iki yanıma düşmüştü, ensemin biraz üstünde hafif bir sızı vardı. 

"Uyandığını görmek güzel petite fille."  Sakin bir erkek sesi kulaklarıma dolduğunda olduğum yerde doğrulup etrafa baktım. Burası sarayın arka koridorlarından birine benziyordu, etrafa ışık veren tek şey karşımızdaki duvarda bulunan büyük meşaleydi. Bakışlarımı karanlık kısımda duran silik bedene çevirdim. Yalnızca hafif bir ışıltı saçtığı görülüyordu ama kim olduğunu çıkaramamıştım. Buna rağmen tanıdık gelen sesi tüylerimin ürpermesine neden olmuştu. 

"Seninle tanışmak için daha fazla bekleyemezdim. Yıllarca sabretmek ne kadar zor, bilir misin?"

Midem bulanıyordu. Onu görmek ve benden ne istediğini haykırarak sormak istiyordum. Neden belasız bir günüm yoktu? "Sen de heyecanlısındır. Geç kalmak istemem." Karanlıktan aydınlığa bir adım attı. Parıldıyordu. Yavaşça yaklaşıp tüm bedenini açığa çıkardığında nefesimi tuttum. Bu siyah bir ejderhaydı. Tüm siyahlığıyla parıldıyor, asil hareketlerle kanatlarını çırpıyordu. Sırtında bulunan ve dikene benzeyen çıkıntılar kuyruğunun ucuna kadar ilerliyordu. Parlak pulları, siyaha kaçan lacivert gözleriyle birleşip açıklaması zor bir görüntü ortaya çıkarıyordu. Gerilemek istesem de son noktadaydım, sırtım duvara çarpıyordu. Gözlerime baktığında kanat çırpmayı bıraktı, göz alıcı bir ışıltı saçtığında gözlerimi kapatıp elimi aramıza siper etmek zorunda kalmıştım. 

Saniyeler sonra bu bittiğinde korkuyla yanımdaki bedene baktım. İnsan formundaydı. Griye kaçan açık renk saçları düzgünce sağa yatırılmıştı ama yine de dağınık bir havası vardı. Kalın ve siyah kaşları saçlarıyla tezatlık oluştursa da bu onda kötü görünmemişti, aksine oldukça tamamlanmış görünüyordu. Okka bir burnu vardı, kalın ve biçimli dudaklarının altındaki sivri çenesi çıkık elmacık kemiklerine doğru uzanıyordu. 

Elini uzattı. "Korkma petite fille. Sana zarar vermeyeceğim."  Eli uzandı, çeneme değmek istedi. Kafamı yana yatırıp dokunuştan kaçmak istesem de bu bir işe yaramadı. Sıcacık eli tenime değdiği an zihnimde bir fırtına koptu. Acıyla çığlık attım, eli çenemden çekilmiyordu. Resmen çırpınmaya başlamıştım, gözlerimin dolduğunu hissettiğinde acıyla haykırmaya devam ettim. 

"Ait olduğumuz." Aidan kulağıma doğru fısıldadı adeta. "Bize ait olandır." 

Sonunda sustuğunda ve yankılar son bulduğunda kulaklarımda bir çınlama bırakmıştı. Sessizce kendimi bıraktığımda parmağının tersiyle yanağımı okşadı. "Ait olduğumuz, bize ait olandır petite fille."  

Omuzlarım düştü, boğazımda bir yumru oluşmuştu. 

"Kimsin sen?" Zorlukla titrek çıkan sesimle konuştuğumda hafifçe gülümsedi. Gamzeleri yoktu ama gülümsediğinde yanakları çökmüş, elmacık kemiklerinin yan kısımları daha da belirginleşmişti. "Biz birbirimizin aynasıyız Sandy. Sen ve ben. Sonsuz bir döngünün içindeki sonsuzluğuz biz." Sesi içimde bir yerlerde bir şeye çarptı, çarptığı şey parçalara ayrıldı ve üç ayrı noktaya saplandı. Zihnime, kalbime ve ruhuma. Eli uzaklaştı, bedeninin parıldadığını gördüm. Kuru boğazımla zorla yutkunup ayaklanmaya çalıştım. Başım dönse de biraz uğraşmamla ayaklanmıştım. Gittiği noktaya baktım. Yerinde yalnızca siyah toz tanecikleri vardı. 

O giderken, ardında küllerini bırakmıştı. 

***********************************************************************************************

ATEŞİN VARİSİ - İKİZ RUHLAR (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now