21.Bölüm-Asıl Prenses

816 63 3
                                    

Gece yarısıydı.

Aklıma James ile balkona çıktığım akşamlar geldi. Bana akıl veriyordu aklınca. Şimdi yoktu işte. Arkadaş kalacak kadar bile değer vermemişti bana, bize. Yastığıma sarılıp belki de milyonuncu yaşı döktüm siyah kumaşa. 

Kapım hafifçe açıldığında boğuk sesimle mırıldandım. "Konuşmak istemiyorum Esta."

"Haklısın ama konuşmalıyız." Duyduğum sesle hızla doğrulup kapıya baktım. Mahcup gözlerle bana bakan Aramis'e baktım. "Ne istiyorsun?" Kapıyı kapatıp yavaşça yaklaştı. Yanıma oturup parlak zemine dikti gözlerini. Bende zorlamak istemediğimden sustum. "Özür dilerim." Kaşlarım şaşkınca havalanırken bana baktı. "Özür dilerim Sandy. Berbat davrandım ve buna hakkım yoktu. Sadece aklım çok karışmıştı ve sen orada James ile kalıp hayatını hiçe say-"

"Onu kurtarmak içindi Aramis." Başını salladı. "Haklısın. Ben..." Elimi aniden omzuna koydum. "Biliyorum. Sanırım, sorun değil. Ben de bugün biraz abarttım ama elimde değildi. Sinirlenince kontrolü..." 

Sözlerim yarıda bölündü. Aramis'in dudaklarını dudaklarımda hissettiğimde şaşkınca ona baktım. Belimi kavrayıp beni kendine çektiğinde kollarımı boynuna doladım. Benden ayrılıp alnını alnıma yasladığımda hafifçe gülümsedim. "Barıştık mı?" diye masumca sorduğunda omuz silktim. "Başka çarem yok. Sensizlik kontrolü kaybetmeme neden oluyor." Hala ilk öpücüğümüzün şokunu atlatamamışken aramızın biraz olsun düzeldiğini bilmek iyi gelmişti. Bugün olanlardan çok fazla pişmandım. Canını takabilirdim, herkese zarar verebilirdim. Bu benim kontrolümde değildi ama olmalıydı. Ayrıca Aramis'in babasını yeni kaybettiğini unutmuştum, acısı ağırdı. Birbirimize zarar vermek yerine destek olmalıydık. Artık bunu deneyecektik. En azından ben öyle yapacaktım. "O zaman..." deyip uzandı ve kolunu açtı. Ben de uzanıp ona doğru döndüm. Parlak gözlerine bakarken gülümsedim. "Tekrar özür dilerim Petite Fille. Sen benim için çok önemlisin ve canını fazla yaktım." Sesi gerçekten pişman çıkıyordu.

Başımı sallayarak alnındaki yumuşak saçlara dokundum. "Ben de özür dilerim. Canının yandığını unutp daha fazla yaktım. Kendimden nef-" Parmağını hafifçe dudaklarıma bastırdı. "Hayır. Kimse yüzünden kendinden nefret etmene izin vermem. Benim yüzümden bile." Başımı sallayarak dudaklarımı birbirine bastırdım. "Seni seviyorum Aramis." Dudakları kıvrıldı.

"Seni seviyorum Petite Fille." 

***********************************************************************************************

Sabah, günün ilk ışıklarıyla uyandığımda içim öyle huzur doluydu ki inanılmaz mutluydum. Gülümseyerek gerindim, yanımda hala uyuyan Aramis'e bakıp elimi yanağına götürdüm. Gözleri hafifçe aralanırken dudakları kıvrıldı, gözlerini tekrar kapatıp uyumaya döndüğünde kıkırdadım. "Aramis." 

"Hı?" Bu tepkisine biraz daha kıkırdarken gözlerini açıp o da hafifçe güldü. "Kalkmalıyız. babanın cenazesi..." derken sesim kısıldı. Başını hafifçe sallarken elini uzatıp hafifçe yanağımı okşadı. "Biliyorum Petite Fille." bana böyle demesi çok hoşuma gidiyordu. Beni küçük gördüğünü değil, aksine kalbinde koca bir yer kapladığımı hissettiriyordu. 

Dün akşam birbirimizi sevdiğimizi karşılıklı dile getirmiştik. İçimdeki yaralar asla kapanmayacak da olsa artık acı yoktu. Yanımdaydı, yanındaydım. Dengeler değişirken daha kontrollü olacak ve bizi, değiştirmesine izin vermeyecektim. "Aslında daha erken kalkmalıydım." derken ayaklanmıştım. yastığımı düzeltmek için eğildiğimde "Neden?" diye sordum. 

Hafifçe doğruldu. "Eh, Maria'yla düğünümüzü planlayacaktık." Gözlerimi kocaman açıp dehşetle ona baktığımda hafifçe sırıttı. Bu haline karşılık hırsla yastığı alıp ona vurmaya başladım. "Sen?"

ATEŞİN VARİSİ - İKİZ RUHLAR (TAMAMLANDI)Tempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang