O N

7.2K 437 17
                                    

[Multi: Eda & Alvina]

Oy ve yorumları esirgemeyelim lütfen!🌺

🏐

"Alvina, top!"

"Dikkat et, Avi!"

Duyduğum çığlıklar beni kendime getirirken yalnızca birkaç santim uzağımdaki topla göz göze geldiğimde refleksle eğildim ve olabilecek kötü bir kazadan kıl payı kurtuldum.

"Kızım, ne yapıyorsun ya?"

"Avi, neden dikkat etmiyorsun ya?"

Eda ve Naz çığırarak yanıma geldiklerinde şaşkınlıkla baktım onlara. "Dalmışım kızlar."

"Keşke bu dalma işini antrenman sonuna bıraksaydın, Avi. Hiç kendinde değilsin."

"Eda haklı, Alvina. Neyin var senin?"

Kızlara, endişelenmelerini gerektirecek bir şey olmadığını söylemek üzereydim ki antrenörümün bana seslendiğini duydum.

"Alvina, bir bakar mısın?"

"İşte azar geliyor..."

Eda'nın sessizce mırıldanmasını umursamamaya çalışarak Yıldırım abinin yanına gittim.

Yıldırım abi, kırıklarının sonunda olmasına rağmen sporla iç içe yaşadığı için çok daha genç gösteren bir antrenördü. İşi konusunda çok disiplinli olmasına karşın bize bir abi, bazense bir baba edasıyla yaklaştığından takım içinde aile gibi hissederdik. Tam beş yıldır Olivia A Takım'ının  antrenörüydü ve iki senedir birlikte çalışıyorduk.

Yanına vardığımda, elindeki antrenman sırasında gördüğü eksiklikleri not ettiği kartonu bir kenara bıraktı ve kollarını göğsünde çaprazladı.

"Evet, seni dinliyorum."

Kaşlarımı mahcup bir edayla havaya kaldırdım.

"Şey, tam olarak ne anlatmam gerekiyor acaba?"

Yaptığım şirinlik işe yaramamış, tavrını bozmamıştı.

"Bugün aklının nerede olduğunu anlatmakla başlayabilirsin mesela. Sabahtan beri kendini hiç antrenmana veremiyorsun, Alvina. Hastasın desem, gayet iyi görünüyorsun. Demek ki zihninde seni rahatsız eden bir şeyler var."

Mahcup bakışlarımı önüme eğmem, ona haklı olduğunun sinyallerini vermişti.

"Voleybolda hatalara yer yoktur, Alvina. Buna hep şahit olmuşsundur ki az kalsın şahit olmakla kalmayıp bizzat tanışacaktın. Senin sakatlanman demek takımımız için felaket olur, biliyorsun değil mi?"

Üzgünce başımı salladım. "Biliyorum."

"Yedek pasörümüzün hala alt takımda oynayan, henüz 17 yaşındaki Selin olduğunu da biliyorsun, değil mi? Yani sen sakatlandığın takdirde güçlü takımlarla oynadığımız maçlarda hiç şansımızın olmayacağını?"

Bir kez daha salladım başımı. İki sene evvel A takıma çıktığımda, takımın pasörü Sırp bir oyuncu olan Bianka'ydı ve işinde çok başarılı bir oyuncuydu.

Her voleybolcu gibi ben de takımımın vazgeçilmez parçası, her maçta ilk 6'da sahaya çıkan oyuncularından biri olmak istiyordum. Bunun için de çok çalışmıştım. Gerçekten çok çalışmıştım. Oyunumun peşine düşmüş, yeteneklerimi ortaya koyarak canımı dişime katmıştım. Bu sırada Bianka'dan da çok yardım almıştım elbette, üzerimdeki hakkını ödeyemezdim. İki sene içinde onu her antrenman ve maçta gözlemlemiş, stratejilerini anlamaya ve kapmaya çalışmıştım. Başarmıştım da. Hatta çok daha iyisini bile yapmıştım.

KISA PAS ~ TamamlandıМесто, где живут истории. Откройте их для себя