O N Ü Ç

6.5K 491 80
                                    

[Multi: Alvina]

Oy ve yorumlarınızı esirgemeyin lütfen. 🌠

🏐

"Ah! Yavaş olsana Naz ya! Masaj yapman gerekiyor, bacağımı dövmen değil!"

Gözlerim kapalı bir şekilde yerde yatarken ağlamaklı bir ifadeyle yüzümü buruşturdum. Bu kız masajdan niye anlamıyordu ya?

"Çok biliyosan kendin yap, Avi! Benim burada canım çıkmış, sen de gelmiş masaj yapmamı istiyorsun. Üf, bu Yıldırım abiye de çok gıcık oluyorum bazen. Hani tek antrenman yapacaktık bugün? Saatlerdir kendimizi yırtıyoruz, daha da bitmedi işgencemiz. Çiftten ne farkı kaldı ki?"

Gözlerimi açıp ona baktım. Siyah saçları terden alnına yapışmıştı.

"Doğru diyorsun ama iki gün sonra maçımız var, Naz. Puan tablosunda aşağılara inmek istemiyorsak en iyi şekilde hazırlanmalıyız."

"Aman sen de," diyerek sırtını arkasındaki duvara yasladı ve bacaklarını kendine çekti. "Yıldırım abiye asla toz kondurma."

"Konduramam, çünkü adam işinde çok iyi."

Nazlı, bana bakıp göz devirdikten sonra duvardaki saate baktı. "Yirmi dakikamız kalmış. On dakika ne ara geçti ya?"

"Asıl Eda nerede kaldı? Altı üstü bi su alıp gele-"

"Kızlar! Kızlar, kim gelmiş biliyor musunuz? Ayyyy, onu görünce bütün yorgunluğum geçiverdi valla!"

"İyi insan lafı üstüne gelirmiş mi demeliyim yoksa diğerini mi, bilemedim şimdi."

Nazlı'nın sözlerine gülerken bakışlarım koşarak bize doğru gelen Eda'daydı. Su almaya giderken sürünerek çıkmıştı salondan, oysa şu an enerji deposu gibi görünüyordu.

Eda yanımıza vardığında elindeki su şişelerini önümüze attığı gibi karşımıza oturarak bağdaş kurdu.

"Uzun zamandır ortalarda görünmüyordu, sanki onu görmediğim her geçen gün daha da yakışıklı olmuş!"

Nazlı'yla birbirimize tip tip baktıktan sonra tekrar Eda'ya döndük.

"Kimden bahsediyorsun kızım ya?"

Eda hülyalı hülyalı iç çekerek "Kimden olacak?" diye mırıldandı. "Serkan'dan."

Ben duyduğum isimle gözlerimi devirirken, Nazlı benim aksime heyecanlanmış gibi görünüyordu.

"Sahi mi? Serkan mı gelmiş?"

"Gelmişse gelmiş, bize ne ya?"

Eda, eliyle bacağıma bir şaplak attıktan sonra "Sen sus," diye kızarak Nazlı'ya döndü.

"Evet, Yıldırım abiyle bir şeyler konuşuyordu. Antrenman falan dediler hatta, bir şeyler planlıyor gibilerdi."

"Bizim antrenmanı izlemeye mi geldi yoksa?" diye cırladı Nazlı. "Bu olamaz, çünkü hepimiz berbat haldeyiz. Ter kokuyoruz, ter!"

"Bundan daha normal olan ne var, Nazlı?" diyerek gözlerimi devirdim. "Bizim işimiz bu. Spor yapıyoruz sonuçta, elbette terleyeceğiz."

"Seni bazen cidden anlayamıyorum," diyerek kaşlarını kaldırdı Eda. "Serkan gibi yakışıklı mı yakışıklı bir çocuk buraya gelmiş, belki de bizi seyredecek ve sen heyecanlanmıyorsun bile."

"Niye heyecanlanayım ki?" diyerek omuz silktim. "Yakışıklı çocuk mu görmedim sanki? Hem o normal biri değil kızlar, Yıldırım abinin oğlu."

KISA PAS ~ TamamlandıWhere stories live. Discover now