Y İ R M İ B İ R

6.1K 518 35
                                    

[Multi: Alvina & Laura & Eda]

Karşı taraftan gelen topu Büşra güç bir şekilde karşılayarak bana gönderdiğinde topa doğru koştum ve zıplayarak arkamdaki Laura'ya pas attım. Pasım kötü değildi ancak karşı takım Laura'nın hücumu için başarılı bir blok yaptıklarında top bizim sahaya düşmüştü. Dolayısıyla sayı rakibindi ve 20-23 gerideydik.

Mutsuz bir tavırla omuzlarımı düşürürken hakemin çaldığı düdükle kızlara döndüm. Yıldırım abi son molasını almıştı.

Düşük suratlarla ekibin yanına gittiğimizde Yıldırım abi hiç vakit kaybetmeden serzenişlerine başladı. Karşı takım iyiydi, gerçekten iyiydi ve sayelerinde çok hırpalanıyorduk. Blok konusunda efsanelerdi ve tabiri caizse bize nefes aldırmıyorlardı. Ne kadar çabalarsak çabalayalım onlara erişemiyorduk ve bu da motivasyonumuzu bozarak bizi oyundan düşürüyordu.

"Kızlar yapmayın, gözünüzü seveyim yapmayın! Siz bu değilsiniz!"

Yıldırım abi kızgın bir şekilde bize söylenirken aniden kolumdan çekilmemle arkama döndüm ve Serkan'la yüz yüze geldim. En son gördüğümde seyircilerin arasında oturuyordu, ne ara sahaya inmişti?

Oldukça ciddi bir yüz ifadesiyle elindeki su şişesini bana uzattıktan sonra "Karşı takım seni çözmüş," diyerek başını salladı. "Hareketlerini ezberlemişler, ayak hareketinden kime pas atacağını anlıyor ve anında önlemini alıyorlar. Bu yüzden blokları geçemiyorsunuz."

Söylediklerini dikkatli bir şekilde dinlerken bana uzattığı şişenin kapağını açarak suyun yarısını içtim.

Şişeyi kapatarak bakışlarımı tekrar ona çevirdiğimde elini omzuma koyarak yüzünü iyice bana yaklaştırdı ve farkında olmadan nefesimi kesti. Parfümü ne kadar da güzel kokuyordu...

"Onlara yenilecek bir takım değilsiniz, sadece biraz daha teknik oynamanız gerekiyor. Burada sana daha büyük bir görev düşüyor, karşı takımı şaşırtabilecek tek kişi sensin."

Kokusunun dikkatimi dağıtmasına izin vermemeye çalışarak sözlerine odaklandım.

"Nasıl yapacağım bunu?"

"Arkaya pas atacağın zaman sol ayağını hafifçe büküyorsun, maçlarınızı çok dikkatli izlemiş olacaklar ki bunu fark etmişler ve ona göre önlem alıyorlar. Burda sana düşen aynı hareketleri yapıp paslarını aksi yöne göndermek. Anlıyorsun, değil mi? Dört numaraya doğru pas atarmış gibi davranıp topu ikiye göndereceksin. İkiye atarmış gibi yapıp dörde atacaksın."

Kafam karışmıştı.

"Ama ben zaten dörde atacakmış gibi yapıp ikiye atıyorum?"

"Ben de onu diyorum ya Alvina, seni çözmüşler. Numaralarını biliyorlar. Bu yüzden sen onlara bir oyun daha yapacaksın, eskisi gibi dörde atıyormuş gibi hareketlenip vücudunu iki numaraya göre pozisyona sokacaksın ve onlar ikiye bloğa kalkmak için hazırlanırken sen dörde pas atacaksın."

"Ah," dedim kaşlarımı kaldırarak. "Şimdi anladım."

Ve bu gerçekten harika bir fikirdi.

"Bir şey daha var," diyerek elini omuzumdan ayırdı ve başını hafifçe geriye çekti. "Josephine bugün gününde değil, yani onu oyuna sokmaya çalışmakla uğraşma. Laura ve Eda'yı kullan."

Başımı sallayarak onayladım onu. Haklıydı, Jo diğer kızlardan daha çok bloğa takılıyordu.

"Tamamdır."

"Şimdilik maçı tie break setine uzatmanız yeterli, sonrasında tekrar konuşuruz. Umudunu yitirme ve maça odaklan, anlaştık mı?"

"Hım-hım."

KISA PAS ~ TamamlandıWhere stories live. Discover now