İkizler

2.1K 258 27
                                    

İyi okumalar ;D)))

Şimdi akşamın sekizinde önünde durduğumuz iki katlı evin kapısında korkudan titriyordum. Burası Yanık'ın tim arkadaşlarından birinin eviymiş. Yanımdaki adamın eli ne zile gidiyor, ne ardını dönebiliyordu. Onu ilk defa böyle kararsız ve korkarken görüyordum. Bir keresinde bana, 'Düşmanla savaşmak kolaydır ama dosta yumruk sallayamazsın' demişti. Umuyorum ki bu evin iç kısmındaki adam da aynı şeyi düşünüyor olsun.

*****

Şaşkındım, doğrusu Yanık'ı ilk defa böyle büyük bir ikilimde ikinci görüşümdü. İlki bana has bir durumdu şimdi ise sanki kapının üzerinde kara büyü yapmışlarda Yanık korkudan dokunamıyordu bile. Bir ara arkasını döner gibi oldu. İlk umut çiçeklendi yeşerdi yüreğimde o iri bedeni hafifçe sağa doğru meyledince. Şimdi dönüp gidecek ve Ardahan'da ki soğuk ama sakin hayatımıza yeniden döneceğiz sandım. O sevinçle nefesim derinleşti. Yanıldım...

Hızla geri döndü ve kendine yeniden düşünme fırsatı tanımadan bastı zile. Hatta elini zilden çekmeyi unuttu ki ben tutup indirdim kolunu aşağı. Gecenin bir yarısı tabii, kapının ardından kalın bir erkek sesi duyduk. "Kim o?" diyen sesle hayalimde esmer, kaşları çatılmış bir adam belirdi. "Yüzbaşım, aç kapıyı ben Göktuğ" dedi Yanık.

Sanırım bu isme alışamayacağım.

Kapıyı açan ise hayalimde canlanan görüntünün tam tersi, sanki Yanık'ın kardeşi gibi duran bir adamdı. Gerçi benim kocam daha sarışın ve daha yakışıklıydı. Ben sessizce Yanık'a bakarken, o kapıda gözleri kocaman olmuş adama kilitliydi. Ben de Yanık'ı taklit edercesine adama döndüğümde yeniden, açık kahve gözlerin her saniye gittikçe büyüdüğünü gördüm. Ve o gözlerde öyle farklı duyguların geçişleri saklıydı ki, anlatamam. Hüzün, korku, şaşkınlık, sevgi ve en büyüğüydü Öfke. Daha nicelerini hiç tanımadığım bu adamın gözlerinden akan birkaç damlanın içinde görebiliyordum. Nazarlarım yeniden sevdiğim kar kokulu adama döndü.

Onun gözlerinde ise sadece pişmanlık vardı, hem de salt, katıksız bir pişmanlık. Derin bir soluk çektiğinde içine anladım yine ağlayamıyordu kar kokusuna ömrümü seve seve vereceğim adam. Ben O'nun pişmanlığına dalarken, Yanık'ın yüzünde patlayan yumruklarla biran için dondum. Sadece bir saliselik bir kıpırtısızlığın ardından avazım çıktığı kadar çığlık çığlığa kocama vuran adama saldırdım. Kimse benim kocamı dövemezdi!

Adam ise Yanık'ı bırakmış kendini benden korumaya çalışıyordu ki bir kadın sesi ilişti kulağıma. Kadın bağırarak "Ne yapıyorsunuz siz?! Bırak kocamı manyak karı!" diye haykırıyordu. O ara uzun salık sarı saçlarımda bir çekiştirilme hissettim. Adama vuran ellerim bu kez saçımı yolan ele yapıştı ama kadın da benim kadar deli olacak ki bırakmıyordu beni. "Durun! Yeter lan, Yüzbaşım karını karımın üstünden çek hemen!" Koca bahçede bu kez benim canımın sesi yankılandı.

Saçlarımdaki eller geri çekilirken, kendimi kar kokulu adamın kollarında sarmalanmış halde buldum. Gözlerimden düşen her damla Yanık'ın burnundan veya dudağının kenarından akan kan içindi. Sol kaşı da patlamıştı ve ben birkaç dakika öncesinden çok daha şaşkındım. Bu adam benim sevdiğimi dövmüştü.

Yanık'ı!

Beş kişinin bile denk gelemediği kocamı, ama nasıl olurdu ki bu?

Karışık aklıma Yanık'ın adama karşılık vermediği gibi, kendini korumadığı görüntülerde üşüştü. "Ne yapıyorsun yenge, karım hamile!" diye bağırırken kadına, bir eli başımı göğsüne yaslıyordu, bir eli karnımı okşuyordu usulca. Ben ise bulanık gözlerimi Yanık'tan kadına çevirdim. "Siz kimsiniz be gece gece, hem evimi basıyorsunuz hem de kocamı dövüyorsunuz?!"

Beyaz Düş (Tamamlandı)Where stories live. Discover now