Bir Çocuğun Anısı

2.5K 262 25
                                    

Medya=Orhan Ölmez (Su Misali)

İyi Okumalar...

**********


Elimdeki silahla yoldaki araçlara ateş ederek oynuyordum yine. Ne yapayım babaannemlere giden yol çok uzundu ve oyunsuz geçmiyordu. Babam ön koltuktan arkaya döndü ve "Kaç hain öldürdün Göktuğ efendi?" dedi.

"Otuz!!!" Sanki babamla aramızda uçurum varmış gibi bağırdım bir kez daha. Direksiyondaki annem kahkaha atarak "Babası kılıklı seni!" dedi. Ben annemin de dediği gibi tam babam kılıklıydım sarı saçlarım, mavi gözlerimle. Kirpiklerim bile babamınkiler gibi sarıydı ama babam çok yakışıklıydı, büyüyünce bende onun gibi olacağım.

Annem... Benim annem çok güzel, tıpkı melekler kadar güzel hem de. Saçları sarı ama gerçek sarı değil, aslında annemin saçları da gözleri de açık kahverengi, babam ona bal gözlü diyor. Geçenlerde kuföre gittik, beni de götürdü annem, babam görevde olduğu için. Yoksa babamla kalırdım ben garnizonda. Hem orada bir sürü asker var, benimle oyun oynuyorlar.

Bazılar babamdan çok korkuyor neden bilmiyorum ama babam hiç kötü biri değil ki. Masmavi gözleriyle bana ne zaman baksa gülüyor. Sonra babam üniformasını giydiğinde annem de ona gülüyor, birbirini seven insanlar birbirlerine hep gülermiş, annem öyle dedi. "Oğlum, düşündün mü bir kardeşin olursa adını ne koyacağını?" İşte bunu sevmedim, "Ben kardeş istemiyorum. Sen sadece benim babamsın, annem de benim annem!"

"Tabii aslanım, annen bir tek senin annen ama kardeşin olursa seninle daha güzel oyunlar oynayabilir."

"Bana ne!" Bana ne tabii, hem annemi alacaktı elimden kardeş, hem babamı. Bir de oyuncaklarıma mı ortak olacaktı? Babam onları görmediğimi sanıyordu ama annemi öptü, "Biz çocuğu yapalım mecbur kabullenir" dedi.

"Gökhan, saçmalama istersen. Ben diyeceğimi dedim, oğlumu ikna et ikinci çocuk kucağında." Arsızca gülümsedim çünkü bir kardeşi asla istemeyecektim.

"Baba hadi annemle nasıl tanıştığınızı anlatsana bana." Babam annemin sözlerine bozulsa da gülümsedi ve "Bu annen var ya bu annen, beni tam sol kolumdan vurdu. Allah'tan kötü nişancı yoksa bir baban olmayacaktı."

"Gökhan ya aşk olsun."

"Olsun güzelim, sen iste aşk olsun."

"Sen bakma babana oğlum ben anlatayım. Ben bir dağ karakoluna görevli hemşire olarak gönderilmiştim. Rutin sağlık kontrolleri yapılacaktı askerlerin. Sonra teröristler saldırdı, ben ve görevli doktor revirde kısılıp kalmıştık. Bütün karakol çatışmadaydı, destek olarak da babanın timi gelecekti ama geç kalmışlardı. O kargaşa da ben cesurca yaralı askerlere koşturuyordum."

"Ya aynen oğlum, annen kendini kaybetmiş gibiydi."

"Gökhaann!" Babam en çok anneme sataşmayı seviyordu, annem de ona kızmayı. "İşte senin bu baban birden karşıma çıkınca önümdeki yaralı askeri korumak için ateş ettim..."

"Ahahahahah ama babamı vurdun değil mi anne."

"Aynen aslanım, beni vurdu. Harbi kız ben sana ilk görüşte vuruldum ahahahahah." Sonra annem babamı tedavi ederken babam da annemi tavlamış, yani babam öyle diyor. İki ay sonra evlenmişler. Babam sık sık göreve gidiyor, ben soruyorum babamın nereye gittiğini ama annem demiyor bana, özelmiş çünkü. Babam Diyarbakır'da görev yapıyordu, aslan babam Binbaşı Gökhan Yavuz. Canım melek annem de Seher Yavuz, askeri hastanede başhemşire. Ben de büyüyünce babam gibi komutan olacağım.

"Seher, güzelim yorulduysan geç arkaya dinlen biraz."

"İlk benzinliğe kadar idare ederim Gökhan'ım." 

Beyaz Düş (Tamamlandı)Where stories live. Discover now