Bitti...

2.8K 243 60
                                    

Medya Kayahan (Adresim Aynı)

Finale bir adım kaldı. Hadi hepinizi öpüyorum. İyi Okumalar hepinize.

********

Gözlerimi araladığımda Eris dizlerinin üstünde iken bile hâlâ bana uzanmaya çalışıyordu. Geriye doğru bir adım attım, sırtım sert ama sıcacık bir yere çarptı. Hamza iri kolunu omzuma sarıp beni göğsüne daha da bastırdı. Ne zaman gelmişti?

"Kele...bek. Kızım... seni seviyorum küçüğüm."

"Acel, kardeşini götür buradan kızım, kocası az sonra burada olur." Hayır gitmek istemiyorum! Eris için değil, Hamza için kalmak istiyorum. Hayatımda ilk defa baba kelimesinin anlamını görmek istiyorum onda. Garip ama Hamza'yı gördüğümde Vanessa için hissedemediğim, daha doğrusu yarım hissettiğim o duygu da tamamlanmıştı sanırım. Galiba tüm anlatılanlara rağmen içimde hâlâ bir şüphe vardı. Yani onları benim gerçek ailem gibi hissedemediğim bir nokta. Şimdi ise o nokta silinmişti, şaşkındım doğrusu bu duruma.

Beni geriye doğru çekiştiren Acel'in elinden silkelendim ve kurtuldum. Eris'e doğru eğilirken gözlerimde onun bana hediye ettiği zalim bir ışıltı vardı. Biliyorum o zalimlik derimin altında, hatta zihnim, kalbimin içinde çıkmak için her dakika fırsat kolluyordu ben her şeyi hatırlamaya başladığım o günden beri. Kanlı dudaklarından hâlâ Fransızca sözler dökülen adama gülümsedim "Sen benimsin, Van... essa ve benim..." diyordu hâlâ.

 Ona asla huzurlu bir ölüm bahşedemezdim, en azından Eris'in yetiştirdiği o küçük, zalim kız yapamazdı bunu. "Ben Hamza ve Vanessa'nın kızıyım." Sözlerimle birlikte gözlerindeki ışık söndü. "Putain!" Bana 'fahişe' derken elini salladığında ne olduğunu anlayamadım ama Hamza benden çok daha hızlı anlamıştı ne olduğunu. Beni hızla kaldırırken yukarı, önüme doğru hamle yaptı. Yine de geç kalmıştı çünkü keskin metalin acısını ayak bileğimde hissetmiştim.

Öfkeli sandığım adam yere dağılan kan damlaları ile adeta adının hakkını verircesine şeytana dönüştü. Beni hızla bıraktı ve üzerine oturduğu adamın yüzü tanınmayacak hale gelinceye kadar yumrukladı. Her yumruğun arasında "Kızıma dokunmayacaksın, kızıma zarar vermeyeceksin bir daha!" diye bağırıyordu.

Hengamenin arasında geriye doğru bir kez daha çekildiğimi ve kar kokusu ile sarıldığımı hissettim. Baba güzel bir duygu hissettirmişti bana doğruya doğru ama şu kollarda olmak... Ahh yeniden hayata tutunmak gibiydi. Eli saçlarımı okşarken bedenine bastırıyordu beni. Hissettiğim titremeleri onun gibi bir adamın nasıl da korktuğunu anlatıyordu bana. Şaşırtıcıydı gerçekten.

Hızla kucağına aldığı beni diğerleri etrafımızı sararken, arabasına doğru götürdü. Koltuğa oturttuğu sıra da ayağımdaki çizikten sızan kanla dondu. "Koruyamadı mı o ibne Hamza seni?"

"Koruyamamış olsaydı sevgilim, o çizik bileğimde değil, yüzümde hem de çok daha derin bir yırtık şeklinde duruyor olurdu." Karanlık bir gecede, dolunayın intikamını alırcasına parladığı bu güzel zamanda bir adam belki de son nefeslerini veriyordu ama benim yüreğimde bayram havası vardı.

"Bitti" dedim.

"Bitti" dedi kar kokulu aşk. Ama bitmiyordu bir türlü...

**********

Yetişememek, geç kalmak benim için her zaman en büyük felaketim olmuştu. Telefonumun verdiği adrese ne kadar hızlı kullansam da arabayı yetişemeyecek olma endişesi öldürüyordu beni. Dakikalar sonra onu kanlar içinde ama dimdik ayakta, ayın şavkıyla yıkanan büyülü bir varlıkmış gibi gördüğümde mutluluk, şaşkınlığımı alıp götürdü kısa sürede ve damarlarımı talan etti. Sımsıkı sarıldım, özlemi dakikalar içinde yüreğimi saran sarı saçlarını öptüm, kokladım. Yüzü de elbisesinde kan vardı ama biliyordum artık o kan Dolunay'ıma ait değildi. 

Beyaz Düş (Tamamlandı)Место, где живут истории. Откройте их для себя