Yatsın yanıma...

39.7K 894 207
                                    

Bölüm 14

Mert'le biten hayallerimi düşünürken Gökhan ile Melis üzerlerini değiştirip yoğun bakımdan çıkmıştı. Gözlerimdeki yaşları silip aptal bir gülümseme takınmıştım yanımıza varmadan önce. Soğuk bir şekilde selamlaştık Melis İle. Mert'in koluna girip, kafasını omuzuna dayadı.

"Deniz'i eve götürelim artık. Onu burada bırakmak zor geliyor aşkım" yemin ediyorum bu kadın bilerek sırnaşıyordu Mert'e kendi derdime düşmesem, oracıkta yolacaktım bu yosmanın sacını. Çocuğu bu hale getirmeden önce neredeydi acaba kafası.

"Yakında oda olacak inşallah. Daha iyi olması gerek" dedi Melis'in tavırlarına karşı Mert çok tepkisiz davranıyordu. Yanımda da yapmasın artık piç

"Sizi hatırlıyorum, yemekteydiniz, çevirmensiniz değil mi? Gökhan ile mi çıkıyorsunuz? dedi Melis. Mert'in gerildiğini buradan bile hissediyordum.

"Evet şirketiniz de bir kaç projede çalıştım .Gökhan ile iyi bir dostuz sadece .Gelince görüşmek istedim. Nişanlım Japonya'da Melis hanım" dedim ve lafı ortaya koydum. Al sana bir kaya nere dayarsan daya. Tabi ortamda oluşacak kargaşayı hiç düşünmemiştim kıskançlık ile birden çıkmıştı ağzımdan.

"Nişan mı? Ne zaman?" ilk şoku yaşayan Gökhan olmuştu. Mert ise renk vermiyordu ama rahatsız olduğu belliydi. "Sakın aklımdan geçen kişi deme bana Bahar sakın!" dedi Gökhan sinirden boynundan çıkan damarları görebiliyordum.

"Aslında o Gökhan'cım. Buraya da ailemle bu konu hakkında görüşmeye geldim. Biraz ani bir karar oldu benim için ,onlarında rızasını almam gerekiyor. Gerçi ben istedikten sonra bir şey demezler ama yine de sormam gerek. Her şeyi usulüne göre yapmak istiyorlar." Gökhan ondan beklemediğim tepkileri vermişti.

"Ben demiştim. Hissetmiştim." Sakinleştiremiyordum bir türlü Gökhan'ı

"Sana söylemediğim için özür dilerim gerçekten, ama inan ani oldu. İstersen bunu dışarıda konuşalım olur mu? Mutlu çiftimizin canını sıkmayalım" Mert'in gözlerine bakarak söylemiştim. Gökhan'ı çeke çeke yangın merdivenlerinin koridoruna götürdüm.

"Neden benim haberim yok. O soğuk nevale değil mi? Ne zaman aşık oldun? Ne zaman Başladı?''

"Gökhan bak dinle beni, durumlar bildiğin gibi değil. Aşk filan yok. Bu saatten sonra aşkla filan evlenmem ben." Sakinleştiremiyordum bir türlü.Ellerinden tutup yüzüne baktım. "İnan bana böylesi daha iyi, çok düşündüm yanında rahat olduğum tek insan sensin. Lütfen yapma bunu bana." Boynuma öyle bir sarıldı ki Gökhan'ın bıraktığı kadınlar neden ondan vazgeçemiyor anlamıştım. Huzurun ta kendisiydi bu adam. Ama artık dayanamıyordum bu acılara Gökhan'a sıkıca sarılıp ağlamaya başladım. Hiç bir şey umurumda değildi. Öyle sıkı sarıldım ki şuan acımı anlayacak bir tek o vardı.

"Tamam sakin ol" kafamı ellerinin arasına alıp alnımdan öptü "
Herkes gitse bile, ben hep senin yanındayım unutma olur mu?" Bu sözlerden sonra dayanamayarak tekrar sarılıp sesli bir şekilde ağlamaya başladım "Keşke seni tanısaydım ilk. Bu kadar acı çekmezdim. Gökhan İçim çok yanıyor. . "Hepsi geçecek zamanla inan bana...Hadi gidelim artık buradan" Koluma girerek bana destek oldu ve yine her zaman olduğu gibi benim kollarında güç bulduğum tek insandı Gökhan

Eve doğru giderken anneme nasıl açıklayacağımı düşündüm bütün bu olayları. Önce sevinirdi, ama Japonya'yı duyunca kesin çıldırırdı. Teyzemlerin hala evde olması için dua ettim baya geç kalmıştım çünkü. Bir sürü soru soracaktı. Ama önce kapıdan içeri girmeden Bayan Takahashi'ye mesaj çekmek istedim. Telefonun mesaj tuşunu bulamıyordum. Aslında bakıyordum ama göremiyordum. Gözlerimi silerek yeniden telefonun tuşlarına bastım. Mesajlar kısmına girip titreyen ellerimle sayfayı açtım. Bir kere evet dersem bu işin dönüşü yoktu. Ama bu yola girmiştim bir kere ve başka çıkış yolum yoktu.Böylesine acınası bir sevgiyi istemiyordum artık. Çok kısa ve net yazdım mesajı

KIRMIZI (SAMURAY)Unde poveștirile trăiesc. Descoperă acum