Sindirella....

7K 547 71
                                    

Erkeksi tanıdı özlediğim dudaklarından kendimi almam imkansızdı.Biraz daha tadına bakıp kendimi ondan ayırmam gerekiyor yoksa Allah yarattı demeyip yatağa atmak üzereydim onu, ama önce dilimi dudaklarının arasından içeri sokmam da sakınca yoktu.Ufacık, minicik öpeceğim sadece! Cennet gibisin Hanazaza ama pek hevesli  olmasın diye birden iterek onu kendimdem uzaklaştırdım.Önce kapatıp sonra açtığım vücuduma da gözlerinin takılması ,hepsi oyunun bir parçasıydı.Azıcık ucundan gösterip meraklandırmak peşimde dolanması için tamda olması gereken şeydi.

"Bay Takahashi gitseniz iyi olacak" arkasına bile bakmadan ben ne yaptım diye öyle bir kaçışı vardı ki ,kapıyı kapatınca kendimi koltuğun üzerine atmıştım mutluluktan.Sevinçle yastığa sarılarak öpmeye başladım.İçim içime sığmıyordu.Acaba peşinden gidip kolundan tuttuğum gibi eve mi atsam yine? Zehir zıkkım olmuştu gece bana, bu yangınla mümkün değil uyuyamazdım.Kesin sabaha kadar o da beni düşünecek ama, bundan emindim.O sevinçle koltuğun üzerinde salak gibi zıplayarak bu zaferi kutlarken soluğu parkenin üzerinde almıştım.Ayağımdan gelen acı ile yerde kıvranırken kapı tekrar çaldı ama açmaya gitmemin imkanı yoktu. Canım çok yanıyordu acıya dayanamıyordum.Kesin kırılmıştı. Kapıdaki Hanazava'dan başkası olamazdı.

"Bahar! Bahar! iyi misin " Kapıyı kıracak gibi yumrukluyordu.Canım o kadar yanıyordu ki ayağımın üzerine basmaya korkuyordum.Ellerimden destek alarak kalkmaya çalışsam da bileğimin üzerine basamıyordum.O an hissettiğim acıdan yine çığlığı kopartınca Hanazawa çılgına dönmüştü.

"İyi misin bir ses ver !"

"Ben İyiyim, Sadece.. Bileğim çok acıyor yürüyemiyorum"

"Tamam bak sakin ol! Sana yardım etmem için kapıyı açman gerek.Dizlerinin üzerinde gelmeye çalış." Nasıl bu kadar salak olabilirdim.Halının üzerinde zıpla! Beyinsiz ! Ne diyeceksin adama şimdi? Sen beni öptüğün için koltukta zıplarken mal gibi yere düştüm mü?

"Tamam geliyorum." Gözlerimdeki yaşları silip kedi gibi dizlerimin üzerinde yürüyerek kapının koluna uzandım. "Açıyorum, kapının önündeyim sakin ol tamam mı" Birden kapıyı açıp ağzımı gözümü morartmasını istememiştim. Kapı kolunu yavaşça çekerek kapıyı araladım.Beni yerde görünce hemen içeri girerek panikle "İyi misin? Hangi bileğin" elimle sol bileğimi gösterdim.Eline alıp bileğime bakmaya çalışınca bende kıyamet kopmuştu.Çığlık çığlığa "Bırak ne olur dokunma çok acıyor"

"Tamam bak şöyle yapalım.Alman gereken bir şey var mı? Seni hastaneye götürelim"

"Askılıktan hırkamı birde çantamı vermen yeterli olur. Telefonu unutma! Masanın üzerinde" Acele ile istediklerimi getirip hırkayı giymem için bana yardımcı oldu. Sonrada telefonla önce şoförü arayıp arabayı kapının önüne getirtip hastaneyi aradı. Biz gittiğimizde kesin bütün acil başıma gelecekti.Rezilliğe bak bu geleli ikinci gidişim oldu hastaneye.Ben koluma girecek sanırken beni kucakladığı gibi kollarına aldı.
j
"Yürüsem daha iyi daha önce benim gibi birini taşımamışsındır. Kalp krizi geçirmeni istemem" Kokusu çok güzeldi.Daha önce beni hiç kucağına almamıştı.Neden yapmamıştık acaba? Gamzeli gülüşünü yerleştirdi dudaklarına

"Ben seni her türlü taşırım sen merak etme.Şimdi bırak ta işime odaklanayım.Şu an bile kafamı toparlayamıyorum zaten" Sanırım etkileniyordu.Biraz daha ona işkence etmek için fırsatı değerlendimeliydim. Kollarımla iyice sararak boynunu kafamı omuzlarına koymuştum.Kokusu harikaydı ve oda şu an beni kokluyordu.Gerçi bu kadar acı çekerken adam bana resmen acıyı unutturmuştu. Şoför kapıyı açar açmaz beni koltuğa oturttu.

"Hemen hastaneye gidiyoruz"

"Peki efendim"

"Hastanenin kapısına doktorları dikmedin değil mi?

KIRMIZI (SAMURAY)Where stories live. Discover now