Mercimek Fırında...

36.7K 908 211
                                    

Bölüm 21

"Ne bakıyorsun aval aval. Gelsene kocanın yanına. Ah ah benimki olacaktı ki, kucağına atlardım. Bu söylediklerimi anlamıyor değil mi kocan?" dedi hacı teyzem yüzüme bakarak. Ben hala şu an karşımda olduğuna inanamıyordum. Hangi yüzle gelmişti ki?

"Yok yok. Türkçe bilmiyor" yanına gidip yanaklarından öptüm ve içeri aldım hiç bir şey olmamış gibi. Aslında hiçbirini hak etmiyordu bu domuz, ama durum böyle devam edecekti bir süre daha. Mutfağa giderek sırayla teyzelerimin ve annemin elini öptü.

"Gavur mavur ama ne saygılı çocuk" dedi büyük teyzem benden daha hayran bakışları vardı Samuray'a

"Yiyorsun sen bunu değil mi? Kırıyordur kemiklerini, kaç ay oldu özlemişsindir herifini" dedi küçük teyzem gülerek, sülalecek arsızız sanırım.

"Yav ayıp, Allah aşkına. Ne yapayım gelir gelmez? Odaya mı atayım?"

"Yanmasa gelir mi buralara kadar? Erkek milleti, iki beyinliler." dedi ortanca teyzem

"Gel gel, damat gel. Çevir kız şunu adam karnını doyursun" dedi annem Hanazavayı kolundan çektiği gibi masaya oturttu. Yuki'nin ağzı kulaklarındaydı olan cümbüşten  dolayı  "Gelmene çok sevindim oniisan..Çok iyi bir fikir oldu. Hem benim de size bir sürprizim var."iki kuzen konuşurken bende Samuray'ın yanına oturdum.

"Sarıl istersen, canın çekmiştir. Utanma bizden" dedi büyük teyzem bir yandan da diğerinin omuzunu cimirirken

"Ya teyze vallaha kızıyorum ama, ayıp ya!" yerin dibine giriyordum davranışlarından  dolayı,Allahtan anlamıyordu bir kelimesini bile.

"Kızım bunlar en güzel zamanlarınız sende bıkarsın, sen büyük sözü dinle. Bir sarıl da görelim şöyle dünya gözü ile"dedi büyük teyzem

Koluna girip başımı omuzuna yasladım "Odu mu?" Kolları taş gibi, nefes al, nefes al Bahar. Biraz ovalasam mı? Bir de dövmesi vardı bu kasların üzerinde. Odada üstsüz gezdiği için gözlerim bir tek orayı görüyordu eskiden.Oda elini elime koyup bizimkilerle konuşmaya başladı tabi benim aracılığımla. Şu fasıl bir bitsin,ben onu bir odaya atayım,Allah yarattı demeyecektim. Derdi ne bunun anlamadım? Çok beklemeden "İzninizle biz bir odaya gitsek" bunu söylerken bile resmen çekiniyordum bizimkilerden.

"Geç kızım geç, bizde genç olduk. Ah ah! Yeniden mi evlensem?" Dedi büyük teyzem

"Kudurmayın bir şey yapmayacağım" Deli edeceklerdi beni. Odaya doğru elini istermiş gibi tutarak yürüdüm. Kapıdan içeri girer girmez odada savurarak onu karşıma aldım.

"Derdin ne senin de taa buralara kadar geliyorsun? Yengenle amcanı da çağır da tam olsun bari. Hatta olmadı şirketi İstanbul'a taşıyın. Boşanacağım senden boşanacağım anlamıyor musun?" Öyle sakindi ki bide gülüyordu utanmadan.O hayvan adam gitmiş sanki halim selim biri gelmiş yerine "Konuşsana be adam" Kollarını göğüslerine kilitlemiş, gülerek beni seyrediyordu.

"Bitti mi?"

"Sen konuşana kadar. Şimdilik? Sırıtıp durma"

"Tamam o zaman. Öncelikle" Bana doğru yaklaşıp beni kolları ile öyle bir sardı ki ilk önce ne yapacağımı şaşırsam da sonra "Ne yapıyorsun be adam bırak beni" Bedenini sardığı bedenimden itmeye çalıştım. Kurtulamıyordum kollarından aslında teyzemin dediği gibi kemiklerimi kırsa hayır diyemezdim şu halde ama onu bu kadar kolay affedemezdim.

"Sakin ol! Sadece seni görmeyi uzun zamandır bekliyordum ve inan bana çok endişelendim senin için. Yaptığım hayvanlık için senden özür dilerim. Af etmen belki zor olacak ama ben ümitle bekleyeceğim. Şimdi seni bırakabilirim" dedi ve benden ayrıldı. Bu neydi şimdi? Bana aşık olabilir mi? Bu nasıl bir sarılmaydı böyle?

KIRMIZI (SAMURAY)Where stories live. Discover now