Sobe...

32.2K 964 341
                                    





Gözlerimi açmadan yatakta elimi diğer tarafa uzattım,gezindim,ama bomboştu .Niye bu kadar erken uyandı ki? Yerimde doğrulup Ediz'e baktım.Hala mışıl mışıl uyuyordu.Birden aklıma gece söyledikleri geldi "Yarin erken uyanıp karşıya geçeceğim" Ne! Karşıya mı geçecek.Mert,Gökhan aman tanrım! Olamaz! Yataktan öyle bir fırladım ki, aklım çıkacaktı yerinden.Kesin kavga edecekti ,kesin. Hemen mutfağa koştum,annem uyanıktı.Kahvaltı yapılmış, masayı topluyordu.

"Anne Hanazava nerede?"

"Kardeşinle dışarı çıktı.İşi varmış"
 Fortmantodan annemin 5XL hırkasını aldığım gibi pjama ve terlikle merdivenleri atlaya atlaya aşağıya indim.Hırka resmen beni iki kere sarıyordu.Tam arabanın kapısını açıyorlardı ki onları yakaladım.Bağıra bağıra onlara doğru koştum ..

"Hanazava! Hanazava! Nefes nefese kalmıştım. Arkasını dönüp,beni görünce çok şaşırdı.Salak kardeşimde dalga geçiyordu belimle. Ben giren çıkanın hesabını yapıyorum ,o benimle dalga geçiyordu.

"Bacım annemin hırkası çok yakışmış." Ben sana bacımı gösterirdim ama Hanazava'nın yanında çizgiyi bozmak istememiştim. "Ablam bize  biraz izin verir misin ?" Kaş göz işareti yaparak uzaklaşmasını istedim.

"Tamamdır. Bir  sigara içeyim şurada." Oda gidince ne diyeceğimi bilemedim. Ona doğru yaklaştım,hırkayı belime sarıp,kollarımı birbirine kenetledim.

"Nereye gittiğini biliyorum.Gitme,lütfen." Gözlerine bakarak masum bir bakış attım.
"İşlerim var Bahar, hala o iki salağı mı düşünüyorsun?"
"Bu görüşmeyi başka biride yapabilir. Artık tartışma istemiyorum. Ben senin yanındayım"
"Bu kararını Ediz yüzünden verdiğini ikimizde biliyoruz. Hala onları mı koruyorsun?" Geberteceğim o iki salağı
Daha yaklaşıp ,bütün cesaretim topladım,kollarımı çözüp ,ellerini tuttum.Parmaklarımı parmaklarının arasına geçirip ,başımı öne eydim "Lütfen arabaya binip,seninle bir yerlere gidelim. Nere istersen,ben onlara olmaları gereken yeri söyledim.Sende olman gereken yerde ol. Lütfen Hanazava" Uzun bir sessizlikten sonra  "Peki" dedi. Adım atıyordu bana doğru.Nasıl hayır diyebilirim ki? Çok seviyorum onu .Helede gece koklaya koklaya uyuduktan sonra "Hadi üzerini giy, üşüyorsun,ben bekliyorum seni"

Arabanın anahtarını alıp,arkama bakmadan koştum, yukarı çıkıp üzerimi çabucak giydim.
"Anne Ediz'e sucuklu yumurta yapsan yeterli..Ben Hanazava ile dışarı çıkıyorum.Çocuk size emanet."

"Gelir gelmez sokaklara atıyor kendini.Tamam tamam git. Ben bakarım çocuğa, götümden düşmüş  beni beğenmiyor.Çocuk emanet ediyor birde.Ben sana bağlı eşeğimi emanet etmem sıpa"

Çok komik kadın bu annem, ama çocuk gibi mutluydum, onunla bir şeyler yapacağım için.Nere gitsek ki? Hoplaya zıplaya gidiyordum. Artık kafa nasıl yerinde değilse. Beni görünce gülmeye başladı. Arabaya yaslanmış o kadar yakışıklı görünüyordu ki? Cama sarkan komşu kızlarını gördüm bir an.İçim içimi yedi kıskançlıktan.

"Arabada beklesene,kapıda niye dikiliyorsun."

"E,anahtarı sen aldın..Ceylan gibi seke seke geliyordun.Ne oldu birden."

"Yok bir şey.Bin hadi"

"Sen mi kullanacaksın?Yandık desene"

"İstanbul'da araba kullan da bak seni ne yapıyorlar.Burada öyle pek kurallara uymuyorlar.Ezerler seni."

"Beni kimse ezemez.Bir tek sen ezdin beni" Yüzüme bakıyordu.O kadar mutluydu ki.

"E! Nere götüreyim seni? Önce kahvaltı edelim.Sen yaptın ama ben hala açım.Sonrada sana biraz İstanbul'u gezdireyim ister misin? Tabi bu gezi ücretlidir"

KIRMIZI (SAMURAY)Donde viven las historias. Descúbrelo ahora