Yarı açık cezaevi..

25.3K 950 192
                                    







''Japonya'ya iniş için alçalıyoruz. Lütfen kemerlerinizi bağlı konuma getiriniz'' Anonsu duyunca işkence gibi bir uçak yolculuğunun daha sonuna geldiğimiz için çok mutlu olmuştum. Yol bitmek bilmemişti bu sefer Evliya çelebi gibi olmuştum. Berta'nın yokluğu çok belli oluyordu ama okul parasını biriktirmek için benimle dünyanın bir ucundan diğer ucuna gelmişti.İyiliklerini unutamayacağım için maaşı hariç, bir yıllık okul parasını da ben ona hediye ederek ispanya'ya yollamıştım onu.Japonya'da zaten bir sürü bakan vardı çocuğa.Gerçi ikimizde onu çok seviyorduk ama,onunda kendi hayatı vardı. Hanazava'ya geleceğimizi söyleyince önce çok sevindi ,planlanan süreden daha kısa bir zamanda geldiğim için kıllanmıştı sanırım ama sonra nedenini bilmek istedi. Bulunduğum bok çukurundan nasıl çıkacaktım onu düşündüm yol boyunca.Gerçeği anlatsam bir dert, anlatmasam bir dert.Niye belayı mıknatıs gibi çekiyordum hep? Teorik olarak onunla evli değilim ama adamın yanına gidip geliyorum.Bir müddet sonra buda sıkıntı olacaktı. Bu çok hoş karşılanmayacak bir durumdu aslında. O yüzden bu sefer ailem olmadığı için malikanede değilde şehirdeki dairede kalmaya karar verdim işleri yoluna koyana kadar. Hanazava ne kadar ortalığı yıksa da sike sike kabul edecekti. Bizi almaya şoförü gelmişti. Kapıdan çıkınca soğuk havayı iliklerime kadar hissetmiştim. Son Bahar iyice yüzünü göstermişti Japonya'da.Türkiye'ye daha sıcaktı buraya göre.

"Hoş geldiniz hanım efendi"

"Teşekkürler.Ne kadar soğumuş burası böyle?"

"Bu sene baya soğuk geçecek .Tatiliniz nasıldı? Küçük bey biraz kilo almış gibi"

"Almaz mı? Anneannesi dayadı sucuğu.Bakalım burada ne yapacak.Bizi şehirdeki eve bırakabilir misiniz? Orada kalacağız"

"Evde sizin için hazırlık yaptılar küçük hanım.Bay Takahashi malikaneye getirmemi istedi"

"Tamam.Sen şimdilik beni oraya götür." Huylarını bildiğim için adamı zora sokmak istememiştim.Benim yüzümden işinden olmasın istedim ama  hemen telefona sarıldım..

**Neden malikaneye gidiyorum**

**Nere gidecektin.**

**O evde kalmam doğru değil.Evli değiliz.Herhangi bir laf çıkmasını istemiyorum.Ayrıca orayı sevmiyorum**

**Ben orada yaşıyorum Bahar, ben neredeysem sende oradasın.Evleniriz:)))**

**Şimdilik gidiyorum Hanazava ama kesinlikle orada yaşamak istemiyorum haberin olsun.Ayrıca dediklerimi kabul etmediğin sürece evlilik yok.**

**Kavga etmeyelim.Seni çok özledim haberin olsun.**

**Adetim bilgin olsun**

**Ne! kaç gün oldu?**

**İki gün ,yani 5 günün daha var.**

**Neyse başka yollarda var ,gelince hallederiz.Toplantım bitsin yanınızdayım.Şimdi biraz aklımı işe vermeliyim:))**

Adama bak ya,İlla istediği olacak.Hiçte o eve giresim yoktu. Karabasan gibi resmen,ihtişamlı mobilyalar,sanat eserleri,çok kasvetliydi. Ben İspanya'daki evimde çok mutluydum .Keşke burada da öyle bir evim olsa. Ediz'in kucağıma alıp zıplattım.

"Oğluş baba bizi çok özlemiş ama yenge ile amcan sanırım daha çok özlemiş." O iğrenç kocaman kapıdan girerken göğsümün sıkıştığını hissettim, içimde bir sıkıntı vardı, tabi kapı açılır açılmaz ağzım kulaklarımda gülmeye başladım, zira karşıdan çıldırmışlar gibi bana doğru gelen ev ahalisi vardi.Bayan Takahashi sevinç çığlıkları ile Ediz'i kucağına aldı. "Küçük Takahashi ,evine hoş geldin.Sen burada olmayınca gözüme uyku girmiyor" Bana dönüp  "Orada hasta filan olmadı değil mi? Doktoru çağıralım mı ? Muayene etsin yinede" dedi yengesi.

KIRMIZI (SAMURAY)Where stories live. Discover now