Yangınlardayım...

43.7K 898 47
                                    

Şarkı çok iyi..

BÖLÜM 5

Koltuğumda saatlerdir oturuyordum. Hayatımdaki her şey karma karışık olmuştu. Evliliğim zaten baştan sona kadar hataydı ama babamı o durumda üzemezdim. Aklım hala ondaydı. Dün geceyi nasıl geçirdiğini merak etsem de söz verdiğimi için onu arayamıyordum. Bu moralle işe gelir gelmez de bir ihaleyi kaybettiğimizin haberini vermişlerdi bana. Her şey bu kadar kötü gitmek zorunda mıydı? Keşke Bahar'ı arayabilsem, aslında işin ucunda üzülmeyeceğini bilsem bir dakika durmam, ,dün geceki ağlamasını gördükten sonra yine de o üzüleceğine ben burada onu düşünmeye razıyım. Kapıdan gelen sesle kendime geldim.

"Mert bey içeri demi?" Gökhan yine çok sinirliydi.

"Evet içeride Gökhan bey"dedi Nilgün hanım.

Hışımla büronun kapısını açtı. "Neyin var senin telefonlarıma çıkmıyorsun? Geri dönmüyorsun? Sorunun ne senin?" Koltuğumda arkam dönük, boğazdan geçen gemileri izliyordum.

"Senin ile bir alakası yok, kimseyle konuşmak istemiyorum, moralim bozuk"

"Bunun Bahar ile bir ilgisi var mı peki?" Önüme dönerek ayağa kalktım ve Gökhan'a doğru yürüdüm.

"Bahar'ın konumuz ile ne ilgisi var"

"Sen daha iyi bilirsin? Aranızda ne geçti bilmiyorum ama o kızı üzme, saçma sapan zevklerin için .Kendi hayatını zaten mahvetmişsin onunkini de mahvetme"

"Onunla mı konuştun? Bir sorun mu var iyi mi?" Yüz ifadem değişmişti artık.

"Gece eve ulaştın mı diye aradım ama ağlıyordu. Ne istiyorsun sen bu kızdan, bana doğru düzgün açıkla? Bak bu kız saf ve sana aşık olabilir. Sen evlisin ne verebilirsin ki ona?" Söylediği şeylerde haklıydı ama yine de duymak istemiyordum. " Sus lütfen" sinirlerime hakim olamıyordum. "Bende her şeyin farkındayım, bunları düşünmedim mi sanıyorsun? Ben de neden böyle davrandığımı inan bilmiyorum. Doğru düzgün görüşmedik bile, ama seninle olduğunu duyunca o akşam toplantıda duramadım içim içimi yedi.Sadece onu görmek istedim. Ona zarar gelmesini istemiyorum. Hem sen onu bunu bırak ta neden buluşmak istedin onunla, bana bunu açıklar mısın?"

"Hımm! Aslında evinde ilk gördüğümde baya beğenmiştim ama senin bakışlarını görünce aklından bir şeyler geçtiğini düşündüm ve  duyunca   tepkini merak ettim sadece  hala aklında bir şeyler var mı diye, ama artık evlisin ,kızı üzecek bir saçmalık yapma! Ayrıca buraya gelme sebeplerimden biride Japonya'dan beklediğimiz cihazla ilgili, eski cihazlar devamlı bozuluyor ve sorun çıkartıyor hastanede." Konu ciddiydi artık. Masama oturarak çikolata kokan püromdan bir tane yaktım. "Firma ile sorunlarımız var. Bazı konularda anlaşamadık. Geçen Japonya'ya gittiğimizde de bir kaç maddede değişiklik istediler. Bu sefer onları çağırıp burada ağırlamalıyız, biraz gözlerini boyamalıyız"dedim düşünceli bir şekilde.

"Neyse benim hastaneye geri dönmem gerekiyor. Mert aklına mukayyet ol yanlış bir şey yapma lütfen"

"Tamam merak etme sen ben tekrar konuşayım firma ile .Haber veririm sana"

İki hafta sonra...

Elimdeki telefonu evirip çeviriyordum. Japon firmasını İstanbul'a gelmeleri için zar zor ikna etmiştim ve görüşmeleri onun yapmasını istiyordum. İşi tehlikeye atamazdım ama aramaya cesaretim yoktu. Hem onu görmek içinde bir bahane olurdu, hem de ona iş vermiş olurdum. En sonunda tuşa basıp telefonu kulağına götürdüm ama kalbim yerinden çıkacakmışçasına atıyordu, ya açmazsa diye. "Efendim" diye telefonu açtı.

"Merhaba nasılsın?"Sesini duymak çok garipti

"İyiyim sen?" Buz gibiydi bana karşı. Aradığıma pişman olmuştum.

KIRMIZI (SAMURAY)Où les histoires vivent. Découvrez maintenant