Kıskançlık...

7.8K 569 59
                                    

Öylece yanımdan geçip gitmişti.Yüzüme bile bakmadan gitmişti.Bu şekilde gitmesine izin verirsem onu tamamen kaybedebilirdim.Son şansımın ellerimden kayıp gitmesine izin veremezdim.Kapıdan çıkınca arkasından koşmak için kalktığımda yengem ve Nadya kolumdan tutarak beni sakinleştirmeye çalıştı.

"Hanazava peşinden gitme,çok sinirli biraz düşünmesine izin ver."

"Yenge lütfen bırak beni ,bu şekilde gitmesine izin veremem"söylenen hiç bir şey umurumda değildi.O arabaya binmeden onunla mutlaka konuşmalıydım.Arabasına yaklaşmak üzereyken arkasından bağırmama rağmen ,duymamazlıktan geldi.

"Bahar lütfen dinle beni,yalvarırım dinle"Hiç ses vermeden arabasının kapısını açtı.

"Sakın kapıları açmayın beni duyuyor musun sakın açmayın"güvenliğe avazım çıktığı kadar bağırmıştım.

"Çık dışarı konuşmamız lazım.Beni dinlemelisin. "

"Konuşmak istemiyorum seninle"yine benim yüzümden ağlıyordu.

"Bahar lütfen ,gitmek istiyorsan bile şoför götürsün seni,yalvarırım konuşalım"Arabasını durdurarak aşağı indi.

"Ne istiyorsun benden ? Ne?"

"Özür dilerim.Seni kırmak istemezdim"

"Özür mü diliyorsun?Toplum olarak çok kolay özür diliyorsunuz ve bir özürle hayat kaldığı yerden devam edecek sanıyorsunuz ve ben artık benden özür dilemeni istemiyorum"

"Tamam, biliyorum hatalıyım, ama burada kavga etmeyelim herkes bize bakıyor,içeri gel de konuşalım lütfen.."

"Baksın, umurumda değil,zaten seninle evlenmemde herkes ne der yüzünden oldu,çocuğumu yalnız doğurmam da, bıktım artık sizin aile şerefinizden, namusunuzdan, şimdi de herkes ne der diye o çocuğu ne yapacağınızı düşünün."

"Tamam, sakin ol ne olur"

"AA bak , en iyi çözümü buldum ben, Nadya ile evlenmelisin, böylece benim ve oğlumun yakasından düşersiniz."Sinirden gülüyordu artık.

"Öyle bir şey olmayacak.Kimse bu aileden ayrılmayacak.Ne sen nede oğlum"

"Neden?Sana yeni bir oğul verirse eminim bu herkesin çok hoşuna gider"

"Kız"Ağzımdan öylece çıkıvermişti,birden sessizleşti.

"Demek hala peşimde koşma nedeniniz bu? Bir kız olması, yine oğluma ihtiyacınız var.Sana bir şey söyleyeyim mi ?Canın cehenneme,ben oğlumu da alıp gidiyorum."

"Hiçbir yere gitmiyorsun?Buna izin vermem"

"Nadya ile aynı evde oturup senin gelmeni mi bekleyelim?"

"Bahar yeter artık.Ben seni seviyorum bunu anlamıyor musun?"Ellerimle omuzundan tutmak istemiştim.

"Dokunma bana,iğreniyorum senden,bir daha çocuk haricinden seni görmek istemiyorum anlıyor musun? Çocuk ortak alanımız ama herkes kendi hayatını yaşayacak bundan sonra,umarım ne demek istediğimi anlamışsındır. Şimdi söyle adamlarına kapıyı açsınlar." Gözlerinde ki kızgınlık bu durumdan o kadar kolay sıyrılamayacağımı anlamama yardımcı olmuştu.Elimi kaldırarak kapıyı açmalarını işaret ettim.O arabasına binip giderken son söylediği cümle aklımı meşgul ediyordu.Herkes kendi hayatını yaşayacaktı.Konuyu daha fazla uzatmak istememiştim haklı olarak çok sinirliydi ve daha çok üzerine gidersem çok kötü olabilirdi ama bu sefer çok farklıydı durum gerçekten onu kaybettiğimi hissediyordum ve bu huzursuzluğu içimden atamıyordum bir türlü.Sessizce eve girdim ve kimse ile konuşmadan odama çıktım..

KIRMIZI (SAMURAY)Where stories live. Discover now