Cadıyım ben...

6.6K 484 94
                                    

Çalan telefonun sesi ile bu salakta ne yapıyor der gibi baktığı gözlerimden kaydırdı gözlerini ve telefonunu açarak araladığı kapıdan çıkıp konuşmaya başladı.

"Beni burada bu kızın başında bıraktığına inanamıyorum yenge," bir ara kafasını bana çevirerek " Turp gibi bence, her yerinden zeka fışkırıyor,çevirmen olduğuna emin misin sen bunun ?Adını bile söyleyemez.Neyse birazdan çıkartıp eve götürürüm sonrasını Suki ile konuşursun. Tamam görüşürüz" Telefonu kapatınca yanıma gelerek " Giyinirseniz iyi olur sizi eve bırakıp bir randevuma yetişmem gerek " üzerimde beyaz pembe çiçekleri olan bir hastane önlüğü vardı.Kim giydirmişti ki beni ? Beni ilk görüşü böyle olmamalıydı. Kahretsin! Kekeleyerek " Ta- Tamam ben hazırlanıp geliyorum hemen. "Sandalyeden aldığı evrakları çantasına koyarak dışarı çıkmıştı.Kapıyı arkasından kilitleyip odanın içinde saçımı başımı yolarak zıplamaya başladım.Bu adama daha önce, bana nasıl aşık oldu diye sorsaydım keske? Kavga edip adamın beynini yiyeceğime aşkımızın temellerini konuşsaydım biraz. Kıyafetlerim iğrenç koktuğu için giyinmeden poşetin içine teptim hepsini. Üzerime montumu geçirerek çantam ile beraber dışarı çıktım.Yine telefonla konuşuyordu eli ile takip et işareti yapınca acele adımlar ile ona yetişmeye çalıştım. Telefonu kapatınca birden durdu ve " Giyinmen için sana zaman verdim bu kılıkta mı hastaneden çıkıyorsun?"

"Sizin için sorun olur mu? Kimsenin kızacağını sanmıyorum .Sonuçta hastane sizin " ne kadar kılçıktı böyle .Bu adamla aşk yaşamak mümkün değil bence .En makbulu direk evlenmekmiş.Hayatta bana aşık olmaz of ya! Arabaya binince eve kadar benim ile tek kelime bile konuşmadı.Bir elinde tablet bir elinde telefon yol boyu konuştu durdu. Daha önce onun ile alakalı çeviri yaptığım Çin'li firma ile konuşuyorlardı.Sanırım bu benden önceki ilk toplantıydı.Araba kapının önüne gelince benimle ilgilenmediği için hiç bir şey demeden indim. Suki beni karşılamak için dışarıya kadar çıkmıştı.Kesin Bayan Takahashi emir vermiştir.Selam verip kendimi tanıttıktan sonra daha önceki gibi Hanazava'nın odasının karşısındaki odaya götürmüştü beni. Her şey gözümde canlanıyordu buradayken.Daha önce bir gece kaldığım bu evde şimdi ona yakın olmak için kalmanın bir yolunu bulmalıydım.Akşam yemeklerini evde yediği için,yemekte mutlaka güzel olmalıydım ama önce bir duş alıp kendime gelmem gerekiyordu.

------

"Nereden buldun bu kızı yenge.Şaka gibi resmen"

"Tanıyınca öyle demeyeceksin" amcama bakarak "Değil mi hayatım." dedi yengem

"Yengen bu sefer haklı Hanazava.Biz Bahar'ı çok sevdik.Oradayken bize çok iyi davrandı.O yüzden lütfen bizi mahçup etme oğlum."

"Apar topar buraya gelmesinin bir nedeni olmalı ama?"

"Gönül ilişkisi olduğu düşüncesindeyim ben" dedi amcam. "Hımm. Demek öyle" O sırada salon kapısından içeri girince baştan aşağıya süzmüştüm onu. Koyu lacivert yırtık kot ve üzerine beyaz dantel bir bluz giymişti.Saçlarını dalga dalga omuzlarının üzerinden salık bırakmıştı.Ama en çok dikkatimi çeken gözlerine çektiği siyah kalemden gözlerinin bal rengine dönmüş bakışıydı.Selamlayarak " Umarım çok bekletmemişimdir. Uyuya kalmışımda" yengem yerinde kalkarak " Hayır canım bizde muhabbet ediyorduk. Sofraya geçebiliriz.Daha iyisin değil mi" Elini omuzuna atarak sormuştu bu soruyu.Karşıma geçecek diye beklerden yan saldalyeme oturunca sürdüğü koku rahatsız olmama neden oldu.Sandalyeyi biraz yana çekerek yemeğimi yemeye başladım.

"Hanazava Çinli firma ile olan görüşmelerin nasıl gidiyor.Umarım bir sıkıntı çıkmaz çok korkuyorum bu sefer"

"Elimden geleni yapıyorum yenge merak etme sen? Gelecek haftaki toplantı için bütün ayarlamaları yaptım." Sonra ona laf çarpıtmak için kafamı yana çevirip "Çevirmene kadar her şey hazır"

KIRMIZI (SAMURAY)Where stories live. Discover now