Mr. Rong's Lovelorn Diary [Türkçe Çeviri]

Bölüm 17: Bu da bir yanlış anlaşılma, değil mi?

Kilo, güzel görünmenin en büyük katilidir.

Rong Yi, Li Xiaoran'a aşık olduğunda, genç adam lisedeki basketbol takımının en popüler oyuncusuydu.

Atletik gencin, en az bir sınıf Omega'yı büyüleyen benzersiz bir karizması vardı ve Rong Yi'de onun hayranlarından biriydi.

Bu muhteşem gençlik romantizmi, bir tarafın sevgisini itiraf etmesi ve diğer tarafın da "ben gey değilim" sözüyle nefretini ifade etmesiyle kasvetli bir şekilde sona erdi. Bundan sonra, aşk itirafı başarısız olan kişi, aynı sınıftaki nazik bir Alfa tarafından teselli edildi, ki bu yanlışlıkla yeni baharı olacaktı, ama bu başka bir hikâye.

...

Bugün, bu karanlık tarihle tekrar yüzleşmek zorunda kalan Rong Yi, diğer kişinin şeklinin ne kadar değiştiğine dair iç çekerken biraz da acıdığını hissetti.

Li Xiaoran'ın o zamanki tepkisi, partner olarak eşcinsel bir Alfa bulmaktan başka çaresi olup olmadığı konusunda ciddi düşünmeye tetikledi. Ancak artık kendisi gibi bir Omega'nın, aralarında hayatta kalamayacağını anlamıştı.

Daha orta yaşına varmadan kilo almış olan Li Xiaoran, Rong Yi'nin yüzündeki ifadenin değiştiğini gördü ve başka birisini Rong Yi ile karıştırmadığından emin oldu.

Hafifçe kaşlarını çatarak iki adama hızla yaklaştı: "Seni birkaç yıldır görmüyorum. Seni gerçekten fark edememişim..."

Rong Yi cezasının ikinci yarısının ne olabileceğini tahmin edebiliyordu.

"Böyle bir görünüme sahip biri olarak, sonunda gerçekten homoseksüel oldun."

Bu gibi durumlarda, kişinin kendisini açıklaması imkansızdır. Rong Yi gizlice ellerini ovuşturdu ve Li Xiaoran'ın kaşlarını çatmasını taklit etti: "Daha önce tanışmış mıydık? Üzgünüm, gerçekten hiçbir şey hatırlamıyorum."

Li Xiaoran şaşkına döndü ve sonra alay etti.

Başını Zhou Li'ye çevirdi: "Yani, bu sizin Alfanız mı?"

Zhou Li, gözleri ardına kadar açık ve dudakları sıkıca kapalıyken bir süre endişeli bir şekilde düşündü: "Sadece erkek arkadaşım olduğundan bahsetmiştim. Alfa olduğunu hiç söylemedim. Ben... Alfaları hiç sevmiyorum. "

"Seni geri çevirdikten kısa süre sonra bir Omega ile birlikte olduğunu duymuştum," Li Xiaoran, Rong Yi'ye baktı. "Bunun sadece bir söylenti olduğunu düşünmüştüm... Gerçekten herhangi bir sınırın olmadığını fark etmemiştim."

Rong Yi ona baktı: "Bayım, ne söylemeye çalışıyorsunuz?"

Li Xiaoran, ona ve sonra Zhou Li'ye baktı.

"Bu adam bizim okulumuzda büyük bir playboydu" dedi. "Omega statüsünü kullandı, bu da aynı cinsiyetten insanlardan hamile kalmayacağı anlamına geliyordu ve kaç erkekle rastgele ilişkilere girdiğini Tanrı bilir. Dikkat etsen iyi olur."

"..." Zhou Li dikkatle Rong Yi'ye baktı ve sonra biraz tükürük yuttu. "Vay canına, ben de böyle karakterleri olan insanlara aşık oluyorum."

Nihayet Li Xiaoran'ın görüş alanından çıktığında, Rong Yi hemen yüzünü kapattı: "Pek çok yanlış anlama vardı..."

"Onun tarafından reddedilmek, ne demek? Geçmişte ondan mı hoşlanmıştın? Aman Tanrım!" Zhou Li onu yakaladı ve şiddetle salladı. "Bu da bir yanlış anlaşılma, değil mi? Bu bir yanlış anlaşılma olmalı, değil mi?"

Rong Yi utanmıştı. Sonuçta, yanlış anlaşılma olmayan tek şey buydu. Doğruydu.

Şimdi biraz iffetsiz görünen bu şişman adam, bir zamanlar yakışıklı ve parlayan bir gençti ve Rong Yi o zamanlar ergenlik hormonları tarafından tamamen kör olmuştu. Rong Yi bunun aşırı bir bahane olduğunu biliyordu. Sonuçta, bugüne kadar bile, hâlâ tekrarlayan, aralıklı, dürtüsel körlükten muzdaripti.