Bölüm 40: Benden hoşlanıyor musun, hoşlanmıyor musun?

354 54 94
                                    

Rong Yi, Chen Keyao babasının yaşına geldiğinde daha fazla dırdır edeceğini hissetti.

Arabadan indiği andan itibaren, bu adam arkasında dırdır etmeye son vermemişti.

"Daha yeni tanıştınız, iki kelime konuştunuz ve adını hemen hatırlamayı başardın. Yemek seçimin için biraz fazla aç değil misin?"

Rong Yi onu görmezden geldi: "Seni ilgilendirmez."

"Güzel görünen birine hemen aşık mı oluyorsun?"

Bu gerçeklerden uzak değildi ama bu sözleri onun ağzından, böyle bir tonda duymak oldukça rahatsız ediciydi.

Rong Yi sinirlendi. "Sen de böyle değil misin? Onunla bir güzel sohbet etmişsin. Ayrıca iletişim bilgilerini de paylaştın."

Chen Keyao, "İlk önce o benimle paylaştı." dedi. "Senin aksine, ben ona yürümedim..."

Asansör kapısı açıldı. Rong Yi içeri girdi ve Chen Keyao binmeden hemen önce kapat düğmesine bastı.

"Ne yapıyorsun!" Chen Keyao, asansör kapısı kapanmadan içeri girdi. "Bu yaptığın çok tehlikeli, tamam mı?"

Rong Yi ona sırtını döndü.

"Hâlâ sarhoş musun?" diye sordu Chen Keyao.

"Sarhoş olmadığımı söylemiştim."

"Tamam," Chen Keyao ona baktı. "Demek onun telefon numarasını istediğinde ayıktın, değil mi?"

"Ne demeye çalışıyorsun?"

"Hiçbir şey." Chen Keyao asansör kapısına döndü ve sonunda sustu.

Asansör, onların sessizliği içinde yükselmeye devam etti. Sonunda kapı tekrar açıldığında, Rong Yi dışarı çıkmak istedi ama kapının önünde duran Chen Keyao tarafından engellendi.

"Ne yaptığını sanıyorsun?" Rong Yi onu itti.

Chen Keyao aniden döndü ve "Biraz fazla rahat olduğunu düşünmüyor musun?" diye sordu.

"Tam olarak ne yaptım?" Rong Yi ona baktı. "Sana, benim hakkımda bu şekilde konuşmaya izin veren şey ne? Kendini ona hevesle gösteren ve sırf yakışıklı olduğunu düşündüğün için onu eve kadar bırakan kişi sen iken hem de..."

"Sana arabayı durdurduğumda, onu net bir şekilde görmediğimi söylemiştim."

"Onu eve bıraktığında, net bir şekilde görebildin mi?"

O konuşur konuşmaz asansör kapısı otomatik olarak kapandı.

Chen Keyao arkasını döndü ve kapıyı açmak için tuşa bastı. "Ne olmuş yani? Onu yol kenarında yalnız mı bırakmalıydım? Asıl sorun birini eve bırakmak ise benim tarafımdan kaç kez eve bırakıldın acaba?"

Rong Yi sessizleşti.

Kaşlarını çattı, başını eğdi, dudaklarını ısırdı ve içinden haykırdı: O hâlde benden hoşlanıyor musun, hoşlanmıyor musun?

Asansör kapısı tekrar açıldı ve Chen Keyao sonunda dışarı çıktı. Rong Yi onu takip etti ve cebinden anahtarı çıkarmasını, kapıyı açıp içeri girmesini izledi. Aniden, mırıldanmaktan kendini alamadı.

"...Adını hatırlamak istememiştim."

Chen Keyao ona baktı.

"Numarasını gerçekten isteseydim, geçen sefer sorardım." diye devam etti.

Chen Keyao biraz şaşkın görünüyordu. Şaşkınlıkla başını sallamadan önce bir an duraksadı: "Ah!"

Rong Yi aniden huysuzlanmaya başladı: "Hepsi seni beslemek için acele etmem gerektiği içindi, domuz!"

Mr. Rong's Lovelorn Diary [Türkçe Çeviri]Where stories live. Discover now