Mr. Rong's Lovelorn Diary [Türkçe Çeviri]

Bölüm 28: Siz ikiniz, lütfen beni yalnız bırakır mısınız?

Bu restoranda özel oda yoktu, bu yüzden Zhou Li, rezervasyon yaparken özel olarak bir yer istedi.

İçeri girdikten sonra Rong Yi, oturacakları yerin nerede olduğundan emin olmak için Zhou Li'yi aradı. Zhou, kanepeden kalkıp uzaktan ona el salladığında gülümsüyordu. Rong Yi ve Chen Keyao yaklaştıklarında, ifadesi bir şekilde biraz sertleşti.

Rong Yi oturduktan sonra Zhou hemen eğildi ve fısıldadı, "Sizin neyiniz var?"

"Hiçbir şey," Rong Yi normal görünmeye çalıştı. "Liu Yuan nerede? Çoktan gelmiş olması gerekmiyor muydu?"

Zhou Li'nin buna inanmadığı açıktı. Çatık kaşlarla önce Rong Yi'ye sonra Chen Keyao'ya baktı ama sonunda bir cevap için baskı yapma fikrinden vazgeçti.

"Tuvalete gitti," dedi Zhou Li tabelayı göstererek. "Çok uzun zaman önce."

Chen Keyao daha sonra hemen Liu'yu aradı ve bir dakikadan kısa bir süre içinde oldukça canlanmış bir bakışla geri döndü. Yerine otururken yeni gelen ikiliyi selamladı, "Nihayet geldiğine sevindim."

Ancak, başını kaldırıp Zhou Li'nin karşısında oturduğunu gördüğünde, hemen başını çevirdi ve ifadesi biraz garipleşti. Bu da Rong Yi'nin, bu adamın Zhou Li ile yalnız kalmaktan kaçınmak için kasten kendini mazeretli gösterdiği sonucuna götürdü.

Rong Yi ve Chen Keyao istemeden birbirlerine baktılar, göz teması kurarak daha fazla bilgi alışverişi yapmayı planladıklarında aniden hâlâ bir kavga içinde olduklarını fark ettiler ve aynı anda başka tarafa baktılar.

Zhou Li bir tarafta Rong Yi ile otururken diğer tarafta Chen Keyao ve Liu Yuan oturuyordu. Normal olan tek kişi Zhou Li'ydi, diğer üçü de garip görünüyordu ve bu da etraflarında çok garip bir atmosfer yaratıyordu. Gariplikten bunalan Zhou Li, menüyü masanın ortasına itti ve her zamankinden daha yüksek bir sesle konuştu, "Rahat olun. İstediğinizi sipariş edebilirsiniz."

Liu Yuan tek kelime etmeden ona bir bakış attı.

Rong Yi birden yanıtladı, "Yemek konusunda seçici değilim. Sen seç."

Chen Keyao, Rong Yi bitirir bitirmez başını salladı, "Aynı şekilde ben de."

"Emin misin? Çok seçici bir yiyicisin," dedi Rong Yi tam yüzüne karşı. "Pişirmek için ne kadar zaman harcasam da, yemek hoşuna gitmezse bir ısırık bile almıyorsun."

Chen Keyao utanmış ve kaskatı kesilmiş hâlde zayıf bir sesle savundu: "Ben..."

Rong Yi, şikayetleri ağzından kaçırdıktan hemen sonra pişman oldu. Sonuçta, orada başka insanlar da vardı ve davranışları gerçekten çocukça görünüyordu.

Masada artan gerilimi hafifletmek için menüyü almayı teklif etti: "Çok kibarsınız, o zaman yemekleri sipariş edeceğim."

Hem Liu Yuan hem de Zhou Li ile yalnız yemek yemişti. Ayrıca Chen Keyao'nun zevkine dair oldukça derin bir anlayışa sahipti. Diğer üçüne zevklerini sorarken siparişi verdi ve ardından birlikte bu yemeğin en garip ve en zor aşamasına geçtiler.

Yemekleri beklerken yapacak bir şey yoktu ve birinin bu utancı kırmak için bir şeyler söylemesi gerekiyordu.

Yıkılmış görünen Zhou Li, cesurca boğazını temizledi ve ardından konuşmaya başladı: "İki gün önce size neden olduğum sorun için gerçekten üzgünüm. Bu yemek sadece nezaketimin bir göstergesi ve eğer gelecekte herhangi bir yardımım olacaksa, sormanız yeterli." Konuşurken ellerini masanın altına sürttü, belli ki çok gergindi.

Rong Yi tam cevap vermek üzereydi ki, önce karşıda oturan Chen Keyao konuştu: "Çok abarttın. O kadar önemsiz bir konu ki hiç aldırış bile etmedim. Bu yüzden sadece geçip gitmesine izin ver."