Mr. Rong's Lovelorn Diary [Türkçe Çeviri]

Bölüm 47: O gerçekten tatlı.

Böylesi bir kararsızlık...

Bu kişi karasız biri olarak doğmadıysa, hayatındaki bir şey tarafından kışkırtılmış olmalıydı.

Rong Yi, kafasındaki senaryoyu daha da detaylandırmaya başladı. Diğer bilgiler Chen Keyao'nunkiyle uyuşmuyor gibi görünse de hâlâ ortak noktalar vardı.

Eğer bu kişi Chen Keyao ise, bu onun da bana âşık olduğu ve bu hastalıktan rahatsız olduğu anlamına gelmiyor muydu?

Kendi kendine Chen Keyao'dan hiçbir şey beklememesi gerektiğini öğütleyen Rong Yi, hemen bir yanıt yazdı.

"Elbette! Verdiğin bilgi için çok teşekkürler. Gerçek dünyada kimseyle konuşamayacağın bir şey varsa bana söyleyebilirsin. Birkaç gün önce meşguldüm, bu yüzden çevrimiçi olamadım. Önümüzdeki birkaç gün içinde her gün buraya gelmeye çalışacağım."

Hatta birbirleriyle iletişim kurmalarını kolaylaştırmak için WeChat'ini de vermek istedi, ancak başlangıçta yalan söylediği ve karşı tarafın Chen Keyao olup olmadığını bilmediği için vazgeçti.

Rong Yi cevabı gönderdikten sonra, bir süre sadece sayfayı yenileyip durdu ancak karşı tarafın aktif oluşuna dair herhangi bir ipucu yoktu.

Ne kadar beklerse, saat de o kadar ilerliyordu. Rong Yi ortalığı toplamadan önce yürüyüşe çıkmaya karar verdi.

Dışarıya çıkmadan önce basit bir araştırma yaptı ve otelin yakınlarında birkaç yer buldu. Artık yapacak bir işi olmadığına ve uçaktaki yemek de pek doyurucu olmadığına göre, bu dükkanları tek tek deneyebilirdi.

...

Rong Yi, yemek için güçlü bir keşif ruhuna sahip biriydi. Çoğu insan, bir dükkanda yiyecekleri lezzetli bulursa bir dahaki sefere yine aynı dükkana gelmeye karar verirken, Rong Yi lezzetli bir şey bulursa onu pişirmek için oldukça hevesli bir ruh haline bürünür. Aslında, çoğu zaman yaptıkları mükemmel değildi. Ne de olsa birçok ünlü yerin, kolayca öğrenilemeyen kendi gizli tarifleri vardı. Ancak bu, Rong Yi'nin bunu yapmaktan zevk almasını engellemiyordu.

Özellikle de test sonuçlarını paylaşacak birine sahipse...

Ne zaman bir şeyler sipariş etseler, Chen Keyao'ya bunu nereden aldığını ve tadı güzel olduğu için kendisinin yapmayı denemek istediğini söylerdi. Chen Keyao'ya "Sen bu konu hakkında ne düşünüyorsun?" diye sorardı.

Olumlu konuşmayı hiçbir zaman beceremeyen Chen Keyao, konu yemek pişirme becerilerini övmek olduğunda, tatlı bir şekilde konuşurdu. En son ki övgüsü ise oldukça beklenmedikti: "Saçmalama, bu sadece küçük bir dükkânda yediğim basit bir yemekti. Bunu, kendi yaptığın yemeklerle nasıl kıyaslayabilirsin?"

Ama bu iki hafta önceydi.

Dükkânda yiyeceklerin servis edilmesini bekleyen Rong Yi, dikkatini dağıtmak için cebinden cep telefonunu çıkardı ve ekranı gelişigüzel kaydırdı.

Kilit ekranının kilidini açan Rong Yi, forumun açık olduğu sayfayla karşılaştı. Gelen kutusu, simgesinde bir ışık belirmişti.

Rong Yi aceleyle mesaj kutusuna tıkladı. Adam gerçekten de cevap vermişti.

"Bu harika! Geçen günlerdeki gafım seni korkuttu mu diye biraz endişelendim. Sormak istediğim bir soru var. Senin içinde uygunsa, cevabını bekliyorum. Seni bu tür bir psikolojik soruna iten sebep neydi?"

Rong Yi'nin buna cevap vermesi gerçekten zordu.

Cevabı Chen Keyao'da bile bulamamıştı, çünkü şimdiye kadar bu adamın neden Omega'lara karşı bu kadar dirençli olduğunu hâlâ çözememişti.