Bölüm 37: Ne gibi hissettin?

396 62 27
                                    

Kızarmış bir yüz ve yükselen kalp atışları, Rong Yi'nin her zaman kendisiyle aynı yaşlarda yakışıklı bir Alfa ile karşılaştığında sergilediği klasik davranışlardandı.

"O hâlde, konuşmak istiyorsanız neden başka bir yere geçmiyoruz?" Adam, Li Xiaoran'a bakarak söyledi.

Rong Yi, adamın göğsündeki rozete hızlıca baktı. Adının önünde 'müdür' anlamına gelen bir karakter vardı. Muhtemelen oradan geçiyordu ve konukların birdenbire kavga ettiğinden korktuğu için onları durdurmak için hızlıca onların yanına gelmiş olmalıydı.

Li Xiaoran açıkçası bu konuda yaygara yapmak istemiyordu. Rong Yi'ye baktı ve arabayı geride bırakarak arkasını döndü. Yanındaki Omega bir an tereddüt etti ama kollarında çocukla onu takip etti. İki adım sonra Rong Yi'ye baktı ama hiçbir şey söylemedi.

Böylece Rong Yi, büyüleyici bir şekilde yakışıklı olan süpermarket müdürüyle birlikte orada yalnız kaldı.

"Bunun için teşekkürler," Rong Yi inisiyatif aldı. "Az önce gerçekten korktum."

"Ne demek," müdür gülümseyerek başını salladı, sonra ailenin bıraktığı alışveriş arabasına baktı ve iç çekti. "Bu adamın biraz öfke problemi var gibi. Yanlışlıkla birbirinize mi çarptınız?"

Rong Yi hemen başını salladı, "Evet!"

Biraz daha sohbet etmek istedi ama maalesef diğerinin o kadar boş zamanı yoktu.

"İyi ki incinmemişsiniz. Dilediğiniz zaman satışçıyı veya beni bulabilirsiniz," dedi elini kaldırarak ve dolu alışveriş arabasını iterek. "O zaman sizi alışverişinizden alıkoymayayım."

Arabayı itti, büyük olasılıkla her şeyi raflarına geri götürecekti.

Rong Yi durdu ve bir süre ona baktı, sonra sessizce iç çekti.

Çok yakışıklı görünüyordu ve iyi bir kişiliği vardı. Böyle bir Alfa ile birlikte olmak büyük bir lütuf olmalı.

Ne yazık ki, onunla sohbet etmeye devam etme şansı yoktu. Ayrıca Chen Keyao'ya yemek pişirmek için acele etmesi gerekiyordu.

...

Rong Yi döndüğünde Chen Keyao evde değildi.

Dün yemekte Bayan Lan düğün hazırlıklarına yardım edeceğini söylemişti, bu yüzden bugün yoktu. Rong Yi, büyük bir aylak olan Chen Keyao'nun yardıma gidip gitmediğini bilmiyordu. Ama herhangi bir bildirim olmadığı için akşam yemeğine geri dönmesi gerekiyordu.

Kapı açılma sesi geldiğinde Rong Yi bir süredir mutfakta çalışmakla meşguldü.

Sonra mutfağa biri girdi.

"Vay, güzel kokuyor!" Chen Keyao, ceketi hâlâ üzerindeyken ona doğru yürüdü. "Bugün ne yiyoruz?"

"Kın balığı," dedi Rong Yi, Chen Keyao'nun ellerine vurmak için uzanarak. "Hâlâ tam pişmiş değil. Biraz daha pişmesi gerekiyor. Şimdi yersen karnın ağrır."

Chen Keyao dövülmüş elinin arkasını ovuşturdu: "... Biraz açım."

"Önce ellerini yıka," diye emretti Rong Yi, "Sonra oturma odasında bekle."

Ev sahibi itaatkâr bir şekilde mutfaktan çıktı.

Chen Keyao'yu beslemek, Rong Yi'de büyülü bir tatmin duygusu yaratıyordu.

Bu adam yemek konusunda seçici olmasına rağmen, özellikle neyi sevdiğini öğrendiğinde tatmin edilmesi kolaydı. Kendisi için pişirilen basit şeyleri yemekten zevk alırdı ve asla övgü konusunda cimri davranmıyordu.

Mr. Rong's Lovelorn Diary [Türkçe Çeviri]Where stories live. Discover now