2. Bölüm - Unutulmuş Şehzade

8.6K 520 340
                                    

Dudaklarından dökülen kelimeler, ancak bir delinin edebileceği sözlerdi fakat birkaç saniye sonra divanın arkasından yükselen ayak sesleriyle birlikte onun bir deli olsa bile yalnız ve güçsüz bir deli olmadığını algıladım. Yalnız değildi, burada yalnız olan tek kişi bendim ve bunun nedenini bilmiyordum.

Adımlarım geriye doğru yol alırken dudaklarım titriyordu "Benden uzak dur." diye fısıldadım güçsüz bir sesle, hayatta kalmakla ilgili problemlerim yoktu ama anneme birkaç saat gecikeceğimi söylediğim bir anda ölmek istemiyordum. Üstelik bir insan tarafından öldürülmek benim en büyük korku kaynağım olmayı üstlenmişti yıllar boyu. Doğal bir ölüm yeterliydi: hastalık ya da trafik kazası.. ve eğer yeterince şanssızsan, yaşlanarak ölebilirdin.

"Canını yakmak istemiyorum Özge, bana zorluk çıkarmak istemezsin."

"Benden uzak dur!" sesim yüksek bir perdeden yankılanarak duvarlara çarptı ve Hasan'ın dudaklarındaki kendini beğenmiş gülümseme parçalanarak yok oldu "Kendine başka bir oyuncak bul, seni bir daha uyarmam."

"Elinden ne gelir ki? Ne yapabilirsin? Tek başınasın, güçsüzsün ve sen- en nihayetinde bir kadınsın Özge, bana zarar veremezsin."

Ciğerlerime çektiğim derin nefesle birlikte sözlerinin damarlarımdaki kandaki yansımasını hissettim. Bir kadın olduğum için beni küçümsüyor muydu yani? Ona karşı koyamayacağımı düşünüyordu? Dudaklarımı ıslatırken bunun benim için yeterli motivasyonu sağlayabileceğini anlamam uzun zaman almadı, küçümsediği şeyle onu vurabilirdim. Hem de gayet basit bir şekilde. Ayak sesleri kesilmişti ve görünürde kimse de yoktu, eğer onu hızlı bir şekilde ortadan kaldırabilirsem- evet, bunu yapmam gerekiyordu ve sonuçları hiç mi hiç umurumda değildi. Bu gece buradan biri ölü çıkacaksa, o ben olmayacaktım. Bir caninin ellerinde son nefesimi vermeyeceğimi fısıldadım kendi kendime, bir erkeğin ellerinde. Beni küçümseyen bir insanın ellerinde. Bu, onu sevindirmek olurdu ve burada sevinen hiç kimse olmayacaktı. Ne ben ne de o.

"Bana neden ihtiyacın var?" dedim sanki sözlerine boyun eğiyormuş gibi bir tınıyla, aramızdaki güvenli mesafe tamamlandığında durdum ve onun gözlerine bir cevaba çok ihtiyacım varmış gibi masumiyetle baktım.

Hasan'ın kendini beğenmiş tebessümü yeniden dudaklarındaki yerini aldığında başarmaya yakın olduğumu anladım, canımı yakmaması karşısında ona istediğini vermeyi teklif edecektim evet, ama önce burada ne haltlar döndüğünü anlamam gerekiyordu ve zaman hızla akıp giderken elimi çabuk tutmalıydım.

"Sana ihtiyacım var çünkü burada bu gece bir ayin yapılacak. Babanın kim olduğunu biliyor musun?"

"Hayır ama sen biliyor gibisin Hasan."

Başını yavaşça sallarken dudaklarının arasında parıldayan beyaz dişlerini gördüm, karanlığın arasında parıldıyordu ve gece yavaş yavaş üzerimize çöküyordu. Burada birbirimizi görmemize yetecek kadar az bir ışık vardı, hareket ederse onu yakalayabilmek için gözlerimi bir an olsun üzerinden ayırmıyordum. Siyah ceketinin kıvrımlarında bir ışık yakalarsam, üzerine çullanacak ve kafasını- "Evet, biliyorum." dedi düşüncelerimden beni uzaklaştırırken "Biz aynı soydan geliyoruz fakat bir yerde ikimiz de kaybolduk. Bir Osmanoğlu olduğum doğru, fakat bana bu soyisim verilmedi, ama aramızda bir fark var, ben kim olduğumu biliyorum ve kimin oğlu olduğumu anlayabilmem için sana ihtiyacım var."

İnsanlar ölmek üzereyseniz size daha fazla şey anlatıyor ve daha çok konuşuyorlardı, Hasan'ın da bu hataya düştüğüne inanmak istedim. Daha fazla bilgi gerekliydi evet, ama kesinlikle yeterli değildi. Bugün buradan onun tüm planlarını suya düşürerek çıkmak istiyordum ve sabah Topkapı Sarayının duvarlarına sıçramış kan parçacıkları düşüneceğim son şey bile olmayacaktı. Belki annemi gördükten sonra kendimi boğazın derin sularına bırakırdım, bu iyi bir ölüm şekli gibi görünüyordu. Bir şerefsiz öldüğü için hapse gitmeyecektim ya da hiç tanımadığım birinin elinde son nefesimi vermeyecek, günahı ya da sevabıyla birlikte dünyadan ayrılacaktım ve annem, kızını bir katil değil bir korkak olarak anımsayacaktı. Kulağa diğer ihtimal kadar korkunç ve iğrenç gelmiyordu.

İki Yangın ArasındaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin