3. Bölüm - Hançerin Soğuk Isırığı

7.7K 476 286
                                    

"Tiyatro bitti

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Tiyatro bitti." başımı sesin geldiği tarafa çevirdim, bizden oldukça uzak bir noktada Hasan'ın ikizi gibi görünen fakat ondan hayli yaşlı bir adam dikiliyordu "Daha fazla bu rezaleti izlemek istemiyorum-" Türkçesinin aksanlı olması karşısında yutkundum. İngiliz aksanı ile Türkçeyi konuşan ve Hasan'ın ikizi gibi duran bu yaşlı adam? Kaşlarımı çatarak baktım yüzüne ama benim suratımla ilgileniyor gibi görünmüyordu "Kalk ayağa rezil herif!" Hasan'ın ellerini erkekliğinden zorla ayırarak ayağa dikildiğini gördüm, artık çığlıklarını içine atıyordu çünkü babası (bunu ilk gördüğümde anlamıştım) biraz daha onun sesini duyarsa yerin dibine gömecekmiş gibi bakmıştı oğlunun yüzüne "Özge hanım umarım oğlum sizi incitmemiştir-" dedi derin bir ses tonuyla "Çünkü bunu bizzat kendim yapmak istiyorum."

Kollarımı önümde birleştirirken gözlerimi kısmıştım duyduklarım karşısında. Soğukkanlılığım, tüm vücudumu elime geçirmişti ve her şeyi olabildiğince açık görüyordum. Heyecan ya da korku dolaşmıyordu damarlarımda, aklı başında bir insan gibi hareket ediyordum ve bu kendimden bekleyeceğim son şey bile değildi. Havadaki çeneme başını eğerek baktı Hasan'ın babası ve dudaklarında itici bir tebessüm belirdi "Beni biriyle karıştırdınız." dedim yüksek sesli bir şekilde "Zannettiğiniz kişi değilim."

"İnsanlara saygı duymak genel olarak yapacağım bir hata değildir, ama hayata böylesine sımsıkı sarılmış bir kadın karşısında- evet, size saygı duyuyorum. Yine de bu, kurtulacağınız anlamına gelmiyor. Bugün, oğlumun da dediği gibi, buradan bir ceset çıkacak. Daha fazla kan istiyorsanız, size istediğinizi vermekte gecikmem."

Dudaklarım ıslak bir tebessümle aralandı "Beni ailemle mi tehdit ediyorsunuz şimdi de?"

"Çok zekisiniz."

Parmaklarımın altında titreşen saatime dokundum hafif bir hareketle, eğer doğru numarayı tuşlayabilirsem zamanında bir yardım çağırabilirdim. Ne aileme ne de bana zarar gelmeden bu saçmalığın içinden sıyrılmak için tek şansım buydu. Birilerini aramak- ama kimi? Rehberimde çok fazla insan olmadığı malumdu, kardeşlerimden birini ararsam şaka yapmadığıma nasıl ikna olabilirlerdi? Kör gözlerle kayıtlı bir numarayı arama tuşuna çektim ve sanki hiçbir şey yapmamış gibi masum bir ifadeyle baktım gözlerine potansiyel katilimin. Elimden gelen her şeyi yapmıştım, daha fazlasını kendimden beklemem imkansızdı.

"Ya ölen kişi oğlunuz olursa?" diye fısıldadım karanlığın arasında kaybolan sesimle.

"Erkekler, sorumluluğunu alamadığı işlere girişmez."

Hasan'ın boğuk sesi yankılandı bu kez duvarların arasında "Burada telefon çekmiyor-" anlayamadığım bir hızla yanımda belirdi ve bileğimi tutarak kendisine çekti "Ve dolayısıyla, akıllı saatler de."

"Sandığım kadar umutsuz değil." bunu söylerken oğluna bakıyordu, Hasan saatimin kayışlarını ustaca çözerken yeniden tekme atmayı ve ağzını, yüzünü kırmayı düşündüm ama son kalem de düştüğüne göre daha fazla kendimi yormama gerek olmadığını düşündüm.

İki Yangın ArasındaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin