21. Bölüm - Zamanın Gölgesinde

3.8K 221 133
                                    

Bedenimi cennetin gizli bir köşesinde sıkışıp kalmışım gibi hissettiren bir adamın kolları arasındaydım- aşık olduğum adamın kollarının arasında

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bedenimi cennetin gizli bir köşesinde sıkışıp kalmışım gibi hissettiren bir adamın kolları arasındaydım- aşık olduğum adamın kollarının arasında. Hiçbir güç beni ondan uzaklaştıramaz ve bu andan koparamaz diye düşündüğüm bir anın içine düşmüştüm, fakat o sırada her şeyi parçalayan bir ses yükseldi. Mehmet'in tutkuyla belimi saran elleri aniden koruma içgüdüsü ile yer değiştirerek beni biraz ötemizde olan pencereden geri çekmişti, gözlerime bakmadı ama yerimde kalmam gerektiğini anlayacağım kadar keskindi hareketleri, pencerenin ardından gelen yüksek sesli çarpma ve kırılma sesi ile birlikte kapının ardında bekleyen yeniçeriler de kapıyı çaldılar iki kez. Mehmet onlara cevap verme gereği duymadan şarap kırmızısı rengine sahip ağır perdeleri iki yana çekti ve pencerenin önünde bekledi birkaç saniye. Çok büyük bir kırık olmamasına karşın Mehmet'in parmaklarını sıktığını gördüm. Masanın üzerinde duran mumu parmaklarımın arasına alarak Mehmet'e doğru ilerledim yavaş adımlarımla, Mehmet derin bir nefes aldıktan sonra bakışlarını bana çevirdi ve elimdeki mumu kendi ellerinin arasına aldı, pencerenin üzerindeki kan lekelerine yaklaştırdı mumun titrek ışığını, iki karganın cansız bedenleri yatıyordu şimdi camın önünde fakat birinin kanatları içeriye taşmıştı, karanlık kanatlarının arasındaki kanın kırmızılığı mumun ışığı ile birlikte parıldadı ve karga son kez gözlerini araladıktan sonra sonsuzluğa yumdu.

Cama yaklaşarak birkaç saniye önce gözlerini kapatmış olan karganın kanatlarına dokundum parmaklarımın ucuyla, Mehmet'in elinden izinsizce aldığım mumun sert altlığını camın üzerine daha sert geçirirken Mehmet yerinden kıpırdamadı, az önce gözlerini kapatmış olan kargayı parmaklarımın arasına aldım ve kalbinin olduğunu düşündüğüm kısma hafif bir baskı ile dokundum. Anlaşılması güç ve oldukça yavaş bir şekilde atıyordu kalbi, birkaç saniye önce gözlerini kapattığında öldüğünü düşünmüştüm, ama yalnızca diğer karganın dünyaya çoktan veda etmiş olduğu gerçeği son derece açıktı. Büyük olmasa da onun vücudunun ancak kaldırabileceği kadar kan havuzunun içinde yüzüyordu bedeni, Mehmet gözlerini kısarak gözlerimin içine baktı ve ne diyeceğimi bilemeden baktım gözlerine, söylemem gereken bir şeyler vardı ve dilimin ucuna gelen kelimeleri düşünmeden fısıldadım "Karga- yaşıyor ama kalbi çok yavaş atıyor."

Mehmet kendisinden beklediğim tepkilerin büsbütün dışında bir tepki vererek beni yeniden şaşırttı, karganın küçük bedenini kendi ellerinin arasına alarak az önce benim dokunduğum noktaya dokundu, bakışları karganın kapanmış gözlerine sabitlenmişti ve nefes alış sesini bile duyamıyordum, az önce yaşadığım gizli andan büsbütün uzaklaşmıştık- hatta az önce onun kollarında tutkudan kıvrandığıma bile inanamıyordum... Mehmet başını kaldırmaya gerek duymadan "Gel Göktuğ." dedi güçlü sesiyle ve bu emri bekleyen yeniçeriler hızlıca kapıları araladılar, Göktuğ Bey kapıdan içeriye girerken başını eğdi ve birkaç saniye bekledi yeni bir emri, Mehmet yaklaşmasını söyledikten sonra başını kaldırdı ve yanımıza geldi.

İki Yangın ArasındaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin