26. Bölüm - İtiraf

2.6K 164 335
                                    

"Yokluğunla beni cezalandırıyorsun hayli uzun zamandır

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Yokluğunla beni cezalandırıyorsun hayli uzun zamandır." dedim nefes nefese.

Sözlerime o da nefes nefeseyken cevap verdi, boğazımdaki varlığı daha da sıkıştırdı kendisini ve dudağımı dişlerinin arasına alarak sıktı "Sen, seni cezalandırdığımı sanıyorsun yokluğumla; lakin benim tarafımdan bakmaktan acizsin, kadın." Bacaklarımdaki güç çekilirken bunu hissetmiş gibi beni kucağına aldı ve bacaklarımı ona sarmamı fısıldadı, emretti.

Boğazımdan yukarıya tırmanan yüksek sesli inleme, dudakları tarafından cansız bırakıldı. Pürüzsüz yüzümde küçük elektrikler bırakan sakalı ve saçlarıma daha dolaşan parmakları tezat içinde bırakmıştı tüm varlığımı. Derin bir nefes almaya çalıştım, onun kokusu ise beni daha da nefessiz bırakıyordu. Aşkı hissediyordum avuçlarımın içinde, orada can buluyor ve sonra yok oluyorlardı- yok oldukları anda birçok yerden farklı anlarda yükseliyorlardı tekrar. Avuçlarımda, bacaklarımda ve saç diplerimde. Her yerdeydiler.

"Mehmet." dedim hazdan kısılmış sesimle "Seni istiyorum." 

Boynumda gezindiğini hissettiğim dudakları, sözlerimle birlikte göğüslerime indi ve beni ağaca daha da yaslarken kollarım ona daha da sarıldı "Devam et."

 Sağ elim omzundan ayrılarak ensesine doğru yol buldu ve başını kendime bastırdım "Bir-" tutkunun alevi ile nefesim yeniden kesildi, önce dişlerini hissettiğim göğsümü beklenmedik bir şekilde öpmeye başladı. Yutkundum ve gözlerimi aralayarak ona baktım, terden sırılsıklam olmuştu boynum ve göğsüm. Ayakta kalamıyor oluşumu unutarak beni kollarının arasından bıraktı ve sert bir şekilde yüzümü ağacın olduğu tarafa çevirdi, eli ile karnımı ve belimi sarmalamıştı, dudakları sağ kulağımın ardındaydı ve boşta kalan eli karnımdan aşağıya yol bularak ilerledi. 

Fakat birdenbire durdu. Onun duruşu ile dünya da sessizliğe gömülmüştü benim tarafımdan. Karanlığın arasındaki aydınlık, yeniden karanlığa karışmıştı. Yüzümü yasladığım yaşlı ağaç, sanki kulağıma şarkısını fısıldıyordu. Mehmet'in soğuk elleri benim elimi buldu ve büyük bir günaha çağırdı. O günah ki, uğrunda yanmaktan gocunmayacağım tek şeydi belki de. Mehmet'in parmaklarının arasında alev alev yanan parmaklarım, kumaşların altına gizlenmiş kadınlığıma gitti. Gözlerim kapanarak karanlığa karıştı, fakat o karanlığın içinde alevler can buluyordu ardı ardına. Başımı onun boyun girintisine bırakarak beni yönlendirmesine izin verdim. 

"Tutkuların seni yönlendirmesine- yönetmesine izin ver Özge; sana yolunu gösterecekler." Boynumu öptü ve parmaklarının baskısı azalarak yok oldu.

Yine onun adı can buldu dudaklarımda ve beni sarmalayan bedenini arzuladım en derinlerimde. Onun bakışları altında, onun kollarının arasındayken kendime dokundum onu düşünerek. Başım geriye daha güçlü yaslanırken, parmaklarımın ona ait olduğunu hayal ettim. Beni mükafatlandıranın ve okşayanın o olduğunu düşündüm. Bakışları altında işlediğim bu günah, bembeyaz bir rüyanın parçaları gibiydi şimdi. Boğazıma kadar yükselen ve aklımı işgal eden, bacaklarımdaki gücü tekrar yok eden bu vahşi haz- Mehmet'in varlığı ve hayaliyle birlik olarak, yüksek sesli bir inleme ile ormanın derinlerinde vücut buldu. Mehmet'in eli dudaklarımın üzerine kapanırken hareketlenen göğsünü hissettim sırtımda, benden daha çok zevk almış olmalıydı belki de, ama sonra bu anı düşündüğümde imkansız olduğuna karar verdim. 

İki Yangın ArasındaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin