43. Bölüm - İktidarın İlk Savaşı

1K 114 106
                                    

Şehzade Bayezid yutkundu ve zaten açık renkli teni daha da açık bir hale bürünerek sarıya döndü, beklemediğim bir anda elimi tutarak sıktı "Bana yardım etmeniz gerekiyor

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Şehzade Bayezid yutkundu ve zaten açık renkli teni daha da açık bir hale bürünerek sarıya döndü, beklemediğim bir anda elimi tutarak sıktı "Bana yardım etmeniz gerekiyor."

"Ne yardımı Şehzadem?" dedim gülümseyerek, Bayezid benden ne konuda yardım istiyor olabilirdi? Beynimin kıvrımlarında yavaş yavaş dolanan bir yaratık hissettim o anda, Bayezid benim yardımıma ihtiyaç duyuyordu ve bunda son derece samimiydi... Fakat onu böyle çaresiz bırakan, benden yardım istemeye mecbur bırakan konu ne olabilirdi?

"Validem..." dedi kısık fakat sert bir sesle "Validem benim sonumu getirecek."

"Sonunuzu mu getirecek?" diye fısıldadım ben de, çevremizdekilerin bizi duymasını istemiyordum. Bakışlarım çevremdeki askerlere kayarken yutkundum ve güçlü bir sesle "Şehzademle bizi yalnız bırakın." dedim, askerler tamamen kaybolmadılar fakat aramızda büyük bir aralık oluştu. Elimi Bayezid'in omzuna bıraktım ve ona doğru eğildim "Şehzadem, Valideniz sizin için kötü sonuçlar doğuracak hiçbir işe kalkışmaz, yanlışınız olmalı."

"Bir iyilik kılıfına yerleştirdiği büyük bir kötülüğü taşıyor sinesinde. Onun için kötü olan hiçbir şey yok, aksine benim için ilk kez ayağa kalkacak belki de, onu böylesine kararlı yapan şey de bu; Şehzadesi için ayağa kalkacak ve kendisinin kim olduğunu hatırlatacak Hünkarımıza."

Kaşlarım istemsizce çatıldı "Hünkarımıza mı?"

"Evet, hünkarımıza."

Fakat bu delilikti, delilikten de öte bir şeydi. Hünkarımızın karşısına çıkacak ve kim olduğunu hatırlatacaktı öyle mi? Fakat Gülbahar sahiden de kimdi? Bir Bey kızı değildi, bir köle olarak gelmişti saraya ve şehzadeler getirmişti dünyaya. Fakat bunların bir kıymeti olabilir miydi Mehmet'in gözünde? Mehmet kendi oğluna bile eziyet edebilecek bir adamdı diğer yandan, Gülbahar'a merhamet edeceğini ona düşündüren de neydi? Üstelik atacağı herhangi bir yanlış adım, hali hazırda gergin olan Mehmet'i Bayezid'e karşı daha da doldurmaktan başka bir işe yaramazdı. Evet, oğlu için ayağa kalkacağı bir an gelecekti muhakkak, fakat şu an en doğru an mıydı sahiden?

"Validemle konuşun." Elimi ellerinin arasına aldı ve gözlerime inançla baktı "Siz validemi ikna edebilirsiniz zira ben edemiyorum, beni dinlemiyor, istesem ona bir şeyleri zorla yaptırırım, onun burada kalmasını sağlayabilirim lakin bunu yapmak istemiyorum, validemin bedduasından korkarım, sevgisini de kaybetmeyi hiç mi hiç istemem."

"Bana tam olarak anlatın neler olduğunu. Hiçbir şey bilmeden Validenizi ikna etmeye çabalamam yanlış olur."

"Hünkarım beni İstanbul'a davet etti ve Validemin gelmesini ise kati suretle yasakladı, Validem benim canımın tehlikede olduğunu düşünüyor değil lakin kendisine niçin yasaklandığını merak ediyor, üstelik benden de ayrılmayı hiç mi hiç istemiyor, beşikteki kardeşim onun gözünde bile değil mevzu bahis ben olduğumda. İstanbul'a Hünkarımızın sözünü çiğneyerek adım atarsa neler olur tahmin edemiyorum, validemin akıbeti bir yana- hünkarımın gözünde nasıl bir yere düşerim? Belki Validemi affedebilir, bir kadın ve duygusal diyerek onu temize çıkarabilir lakin Validemin İstanbul'a adım atmasında beni suçlayacaktır, ona engel olamadığımı söyleyerek Şehzadeliğimi sorgulayacak ve kötü bir eğitim aldığımı, bir padişahın sıfatlarını taşımadığımı-" Duraksadı birkaç saniye "Ve tüm sözlerinde haklı olacak."

İki Yangın ArasındaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin