ʚölüм 0.4 "Hediye"

468 36 17
                                    

Arkadaşlar aralığın 25'den yılbaşına kadar tatil olur, bunu biliyorum fakat bazı aksilikler oldu. Bizim kitabımızda okullar açık kaldı, ne yapalım :) Tatil haftası olduğu aklımdan çıktı maalesef. Bu küçük kusuru yok sayın, teşekkürler!

İyi okumalar! 🤍

🐞🐾

"Marinette neredeyse öğlen oldu!"

"Üzgünüm, dışarı çıkıyorum." Başıma şapkamı geçirirken bir yandan da üzerimdeki kabanı düzeltmeye çalıştım. Annem fırının önünden bana ters bir bakış attığında ona öpücük yolladım. Belki yumuşardı ki şu an yumuşamış yüz ifadesini görebiliyordum.

"Bugün tatil olduğu için 17:00 saatlerinde pastaneyi kapatacağız. Akşam yemeği için bana yardım etmen gerekiyor, bu yüzden erken dön Marinette." diyen anneme ağzıma kruvasan sokarken başımı salladım. Minik kruvasan tarzında babamla birlikte pişirdiğimiz hamur işinden bir avuç alıp kendimi dışarı attım. Soğuk hava bir anda yüzüme vurduğu için yüzümü buruşturdum. Bu kış da bayağı sert geçiyordu.

"Asıl sorun Montmartre'ye nasıl gideceğim? Çok kalabalıktır orası." diye kendi kendime mırıldandım. Tikki üşümesin diye çantamın içine yün kumaş parçası koymuştum, onu sıcak tutacaktı. Sol avucumdaki kruvasanlarını yerken bayır aşağı doğru inmeye başladım. Kar yeni yağdığı için don olmamıştı neyse ki, yoksa bu dik bayırı buzların üzerinde kayarak ve büyük bir ihtimal defalarca düşerek tamamlardım. Kaldırımlar bu sabah temizlenmiş olsa da kenarlarda kar birikintileri vardı. Bugün yılbaşı olduğu için her yer insan kaynıyordu, kaldırımın kar biriktisi olan yerden yürümek zorunda kalıyordum.

Montmartre'e Adrien'a hediye bakmak için gidiyordum. Uğur Böceği olarak ona hediye vereceğimi söylemiştim, bunu içtenlikle yapacağım için güzel bir şey bulma adına yolum Montmartre'ye idi. Hediyelik eşya dükkanları yan yanaydı, gençlerin gittiği mekanlar ve cafeler de o cadde üzerindeydi. Her zaman kalabalık olurdu ve bugün yılbaşı olduğu için daha da kalabalık olduğuna emindim.

Adrien'ın bir malikânede yaşıyor oluğunu düşünürsem her şeye sahip olmalıydı. Bunu odasından da anlayabiliyordum zaten. Her şeye sahip olan birine ne alabilirdim ki? Belki de bir şeyler yapmalıydım? Kurabiye tarzı bir şeyler... Çok basit kaçardı. Ne almalıyım ki ona?

"Bu Kara Kedi mi?" Rastgele duyduğum sesle sesin geldiği yöne başımı çevirdim. Ağzımdaki son kruvasan parçasını yuttuğumda konuşan kıza baktım, gözü yükseklerdeydi. Hemen başımı kaldırıp baktığı yöne baktım.

"Hawk Moth mesaiye başladı." Bıkkınlıkla söylenip etrafıma bakındım. Kara Kedi'yi görmüştüm, tekti fakat eğer dönüşmüşse bir sorun var demekti. Keyfiye gezdiği yoktu herhalde... Sanırım?

İki evin arasına girdiğimde çantamı açtım, Tikki görüş alanıma girdi. "Sanırım dönüşmem gerekiyor, Tikki."

"Söyle hadi!" dediğinde sesi sevinçli gelmişti. Gülümseyip, "Tikki, benekler." dediğimde onun küpeme çekilişini seyrettim. Tikki bedenime gücü bahşettiğinde hemen yoyomu çıkarıp olduğum aradan zıplayıp çatıya çıktım. Kedi nereye gitmişti? Dudaklarımı büzüp gözlerimi kıstım, az önce olduğu yerde yoktu.

Lain: Geri Dönüş (Ⅱ. Kitap) | MiraculousDonde viven las historias. Descúbrelo ahora