7. Bölüm "Mazinin Hediyeleri"

390 30 17
                                    

🐞 Marinette Dupain-Cheng'in Ağzından 🐞

Uğurlu çoraplarımı bu sefer ayaklarımın ısınması için giydiğimde yeniden koltuğuma uzandım. Bacaklarımı kendime çekerek olduğum yerde küçüldüğümde tek gözümü açarak beni izleyen Tikki'ye baktım.

"Daha iyi misin Marinette?"

"Evet," Sesim çatladığı için boğazımı temizledim. Başımı yastığa gömüp yeniden gözlerimi kapattım. "Biraz üşüyorum gibi ama bunalıyorum da... Bir şeyleri yıkıp dağıtasım var ama aynı zamanda da çok yorgunum."

"Bu ay olduğundan daha da duygu karmaşasına girdin." dediğinde dişlerimi göstererek gülümsedim. "İlk günler haricinde iyi geçiyor."

"Bir yaz boyunca senden ayrı kaldım Marinette. Hep seni merak ettim biliyor musun?" dediğinde gözlerimi açıp ona baktım. Birden gözlerim dolmaya başladığında dudaklarım titredi.

"Hayır Marinette! Ağla diye söylemedim ki..."

"Özür dilerim!" Yanağımdan süzülen yaşı yüzgeçleriyle sildiğinde burnumu çekip yeniden gözlerimi kapattım. "Senden aynı kalmak istemezdim Tikki."

"Senin bir suçun yoktu ki Marinette. Sakin olur musun lütfen?" Yüzgeçlerini yanağımdan çektiğinde yüzümün yarısını yastığa gömdüm. Yine o duygusal Marinette gelmişti işte. Aylık dönemime girmiştim ve duygularımın birbirine girdiği birkaç gün geçirecektim.

Burnumu çekip, "Tamam, biraz daha çikolata var mı?" dediğimde yanımdan ayrıldığını uçarken çıkardığı sesten anladım. Açık avucuma çikolatayı bıraktığında yavaşça doğrulup arkamdaki yastıklara sırtımı yasladım.

Alix ile teknede biraz konuşmuştuk. Defalarca onun ağzından korundunuz mu, lafı çıkmasını durdurabildiğimde asıl sorunumuzu konuşmaya başlamıştık. Alix Nath konusunu açtığım için suskunluğuna gömülse de benimle konuşmaktan kaçınmamıştı. Nath ile arkadaş olduklarını ve Nath'in benden hoşlanıyor olduğunu söylemişti. Ona göre bir sorun yoktu ama aylarca hoşlandığı çocuktan bu kadar hızlı vazgeçtiğini düşünmüyordum. Üstelemeye başladığımda ise daha fazla konuşmamış, evlerimize dağılmıştık.

Eve geldiğim gibi Kara Kedi'ye yazmıştım. Bilgisayarımın karşısında, battaniyeme sarılmış ve elimde çikolata kavanozuyla onunla sohbet etmiştim. Ona sinirimi kustukça rahatlıyor gibi oluyordum ama kızların her ay başına gelen bu duygu karmaşasından kurtulamamıştım. Az önce olduğu gibi bir anda ağlak bir bebeğe dönüşebiliyordum.

Çikolatayı hem keyifsiz hem de iştahla yerken bir tıkırtı duydum. Başımı hemen solumda kalan yuvarlak pencereye çevirdim, gelmişti! Elini sallayarak beni gördüğü kadarıyla selam verdiğinde kocaman gülümsedim. Tikki ona pencereyi açtığında çikolatayı bitirip paketini yere attım. İçeri girdiğinde pencereyi kapatıp sopasını beline yerleştirdi. Elindeki poşetleri fark ettiğimde kaşlarımı kaldırarak onu seyrettim. Ağzımdaki çikolata erimeye başladığında kendime çektiğim bacaklarımı biraz olsun serbest bıraktım.

"Selam prenses." diyerek bana döndüğünde gülümsemeye devam etsem de ona yüz vermez gibi yüzümü öbür tarafa çevirdim. Kollarımı da birbirine doladığımda artık trip atmaya hazırdım.

Lain: Geri Dönüş (Ⅱ. Kitap) | MiraculousHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin