ʚölüм 0.7 "Özlerim..."

466 34 35
                                    

"Mylene, sen en iyisisin kızım!" diyerek çocuk gibi yerimde zıpladım. Erimeye yüz tutan karların içinde zıpladığım için çamurlu su yağmurluğumu kirletti. Bunu kafama takamayacak kadar mutluydum!

"Hahaha Marinette, keyfine bak. Benim için Manon'la vakit geçirmek eğlenceli olacaktır." dedi Mylene telefonun diğer ucundan. Kocaman sırıtarak pastaneye giriş yaptım. Bugün cumartesiydi ve benim bakıcılık yaptığım Manon'a bakmam gerekiyordu. Bugün pek meşguliyetim olmadığı için Kara Kedi'yle randevumuzu bugüne almıştım. Fakat Manon tamamen aklımdan çıkmıştı. Kara Kedi'yi yine ekmek istemiyordum, şansımıza ona bahsettiğim filmin biletlerini bugüne bulabilmişti. Bir gece devriyesinde bana biletleri ayarladığını söylediğinde çok heyecanlı ve coşkuluydu. Onun mutluluğu benim mutluluğum olmuştu. Bu yüzden onu üzmek istemiyordum. Mylene'e Manon'a bakması için ricada bulunmuştum ve kabul etmişti!

"Bu iyiliğini unutmayacağım Mylene, seni çok seviyorum!" dedim kelimeleri uzatarak. Odun ateşinden fırın küreğiyle ekmekleri tezgaha çeken babamla göz göze geldiğimde ona da kocaman gülümsedim.

"Ah! Zil çalıyor, Bayan Chamack gelmiş olmalı. Ben de seni seviyorum Marinette." Ardı ardına hızlı hızlı konuşan Mylene başka bir şey dememe izin vermeden telefonu yüzüme kapattığında gözlerim kısıldı.

Hmmm...

"Bu mutluluğunu ne borçlusun Marinette?" Babam gülümsememe karşılık vererek bıyığının altından bana gülümsediğinde telefonu kulağımdan çekip elimi salladım. "Kesinlikle şimdi odama çıkıp uyuyacak olmama baba."

Tek kaşını kaldırdı, "Bu saatte mi uyuyacaksın?" dediğinde yüzüm ne uydurmam gerektiğini düşünür gibi gerildi. At kuyruğu yaptığım saçlarımı savurdum.

"Öğlen uykusu insanın vücuduna dinçlik katarmış baba. Benim de Marinette olabilmem için hep enerjik olmam gerekiyor. Enerjiyi tamamen uykudan sağladığıma göre kış uykusuna bile yatabilirim." Sevimlilik yapar gibi kıkırdadım. Adım attıkça kendimi apartman dairesine açılan kapıya yönlendiriyordum. "Kış uykusu fena olmazdı değil mi? Deliksiz bi uyku... Ahh, çok isterdim! Ama bir ayı olmadığıma göre benim için dinç ve enerjik hissedebileceğim öğlen uykusu yeterli olacaktır. Hahahah, iyi uykular!" deyip kendimi dışarı attım. Babamın gözlerini kırpıştırdığını kapıyı sertçe kapatmadan önce görebilmiştim. Yüzümdeki gergin gülüşü yok edip bir nefes verdim. Merdivenleri sakarlık yapmadan çıkmaya başladığımda kıkırdayarak çantadan çıkan Tikki göz önüme geldi.

"Heyecanlı görünüyorsun Marinette." dediğinde ona gülümseyip çantamdan kapı anahtarını çıkardım. "Günler sonra sonunda bir boşluk kazandım Tikki. Kara Kedi'yle vakit geçirmek eğlenceli olacak."

"İlk randevu ha?" Cilveli hareketler sergilediğinde buna sesli bir şekilde güldüm. Yüzümdeki gülüşlerle evin içerisine girdiğimde anahtarı tezgahın üzerine bırakıp odama çıkan merdivenleri tırmanmaya başladım.

Randevum Uğur Böceği kimliğimle olduğu için hazırlık yapmama gerek yoktu fakat içimde amansız bir his vardı. Bir şeyler yapmam gerekiyormuş gibi hissediyordum. Randevuya öylece benekli kostümümle mi gitmeliydim?

"Kostümümün üzerine elbise giyecek halim yok herhalde." diye kendi kendime konuştum. Abes kaçardı ve komik dururdu. Sıcak bastığı için yüzümü yelleyip yatağıma çıktım. Yorganın altına yastık dizeleri yerleştirdiğimde yorganı boylu boyunca serdim. Şaheserime bakıp, "Fena olmadı." deyip sırıttım.

Lain: Geri Dönüş (Ⅱ. Kitap) | MiraculousWhere stories live. Discover now