12. Bölüm "İkinci Bir Şans"

313 28 27
                                    

🐾 Adrien Agreste'in Ağzından 🐾

Öğretmenin dudaklarından çıkan her bir kelimeyi tabletime geçiriyordum. Sol kolumu sıraya uzatmış, başımı elime yaslamıştım. Bayan Mendeleiev soluklandığında dijital kalemi parmaklarımın arasında çeviriyordum.

Gözlerim Marinette'ydi.

Öğretmenin hızına yetişememiş olacak ki yüzündeki sinirli fakat bana tatlı gelen ifadeyle kalemini sertçe masaya bıraktı. Dudaklarım hafiften kıvrıldığında parmaklarımda kelemi çevirmeye devam ettim. Bir çocuk gibi kollarını kendine sarıp arkasına yaslandı. Alya ona birkaç şey söylediğinde göz devirdiğini görebilmiştim. Ruh hali gerçekten bu dönemde hemen değişebiliyordu.

Beni öldüreceğini sanmıştı ve ağlamıştı...

"Şapşal." Kendi kendime mırıldanıp tabletime geri döndüm. Bayan Mendeleiev uyarı bile vermeden bilgileri sıralamaya başladığında kalemin ucuyla sanal klavyenin sayesinde notları yazmaya başladım. Marinette benim aksime parmaklarını kullarak not alıyordu. Yıllarca evden eğitim gördüğüm için kağıt kalemle pek aram olmamıştı. Nathalie çoğu dersimi online ve sanal yapıyordu. Görüntülü görüşmeler, dersler... Çok ama çok boğucuydu. Geçen sene gördüğüm dersleri bu sene de görüyor olmam benim için pekiştirmeydi.

Evet, hatırlıyordum. Aylar öncesindeki beni hatırlıyordum. O dönem sınıfı geçememiştim, ilk dönem harikaydı, her zaman olduğu gibiydi. Fakat ikinci dönemde eski Adrien olamamıştım. Babam o sıralar bana ilgi göstermeye başlamıştı. Ancak mı aklına gelmiştim? Hayır, onun ilgisi beni eski halime döndürmedi. Hüznümü görebilmişti, bunu anneme bağlamıştı. Annemden kalan acı kırıntıları içimde yaşasam da o zamanlar içimde başka bir acı yaşıyordum. Benim kalbime bir kurşun girmişti. Saf bir kurşun...

Marinette benim kalbime doğru silah uzatan kişi değildi. Marinette bana doğru uzatılan silah da değildi. Marinette bizzat o silahtan çıkan, kalbimi delip geçeceğini sandığım saf kurşundu. Kurşun kalbimi delmişti fakat dışarı çıkmamış, kalbimi zehirlemeyi tercih etmişti. Ben buna hazırdım.

Marinette'in her yanımı kaplamasına hazırdım.

Dondurucu soğuklara maruz kalmış gibi baştan aşağı titredim, elimin de titrediğini fark ettiğimde hızla kalemi masanın üzerine bırakıp doğruldum. Elimi saklama amacıyla sweatshirtümün cebine soktum. Solumda kalan Nino ben fark etmiş olacak ki başını bana çevirip kafasını salladı. Ona bir şey yok manasında başımı salladım. Hafiften titreyen elimi havaya kaldırıp öğretmenin dikkatini çektim.

"Tuvalete gidebilir miyim efendim?" dedim sesimin tonuna dikkat ederek. Öğretmen başını salladığında hızlıca ayağa kalktım, düşeceğim sandım, bu olmadı. Kapının koluna tutunarak kendimi dışarıya attım.

Benim anılarım beni zehirliyordu ve o kurşunu hâlâ kalbimde hissediyordum.

Kapüşonumu indirdiğimde tuvaletin kapısını açtım, kapı kendiliğinden örtüldü. Ellerini yıkayan birkaç kişinin arasına katıldım. Az önceki gibi olmasa da titreyen elimi yıkadım, yüzüme defalarca kez su çarptım.

"İnsan tanımadığı biriyle nasıl sevgili olsun? Yalan haberdir oğlum." dedi biri, ona bakmadım. Marinette ve benden bahsettiklerini düşünmeme gerek yoktu, apaçık bizi konuşuyorlardı.

"Kızlar ilgi odağı olmak ister Rob. Süper kahramanla birlikte olmak demek ilgi odağı demek."

"Marinette ilgi çekmek isteseydi geçen sene gelen teklifi reddetmezdi. William günlerce onun peşinden koştu da yüzüne bile bakmadı."

Lain: Geri Dönüş (Ⅱ. Kitap) | MiraculousWhere stories live. Discover now