4. Bölüm "Aedonya Bağı"

393 31 8
                                    

Fedakarlık.

Feda etmek, herhangi bir şey olabilir. Kendin için ya da bir başkası için feda edebilirdiniz. Bu en sevdiğiniz şey olabilirdi, ya da bizzat kendinizi feda ederdiniz. Zamanı ya da...

Anıları.

Uğur Böceği'ydim. İlk başlarda çok beceriksiz olduğumu düşünüyordum. Akumayı yakalamayı unuttuktan sonra mucizemden bile vazgeçmiştim. Partnerim benden yardım bekliyordu, yani tanışmıştık fakat onun benden daha cesur ve becerikli olduğunu düşünmüştüm. Sanki önceden savaşmayı biliyor gibiydi, ben başaramamıştım. Sonrasında mucizeleri yeniden geçirdim kulağıma. Şehrin kahramanı Uğur Böceği geri dönmüştü. Yaptığım hatayı düzeltmek için yeniden meydandaydım. Helikopterler, muhabirler... Aynı hafızamı kaybettikten sonra Uğur Böceği olduğumdaki anı yaşamıştım. Hawk Moth kendini tanıtmıştı, ona karşı çıkmıştım.

Paris'in koruyucuları: Uğur Böceği ile Kara Kedi.

Ve sanırım artık Uğur Böceği ben olmayacaktım.

"Yeniden... Bunu yeniden yapamazsın!" Kara Kedi'nin sinirle çıkan sesinin ardından kendisiyle birlikte beni de ayağa kaldırdı. "Bu bir oyun değil gardiyan! Ondan mucizeyi alıp duramazsın, anlıyor musun?" Kedi beni kendisine çekip balkona doğru yöneldi. "Bir daha olmasına izin vermeyeceğim!"

"Neden beni dinlemeden bu kadar fevri davranıyorsun Kara Kedi?" dedi Usta Fu, diyeceği başka ne vardı? Benden mucizemi teslim etmemi istiyordu. Ellerim kulaklarıma gittiğinde Kedi beni kendisine çevirip ellerimi tuttu.

"Kara Kedi, gardiyanla bu şekilde konuşmamalısın." Tikki konuştuğunda Kedi tuttuğu ellerimi indirdi.

"Marinette'den mucizeyi kalıcı olarak alacağımı söylemedim." diyen Usta Fu ile birlikte Kedi'den ayrılıp ona döndüm. Ben doğru mu duymuştum? Yanlış duymamıştım değil mi?

"Ne?" Kedi'nin kısık sesi kulağıma dolduğunda derin bir nefes aldım. Gardiyanı dinlemeden fevri davranan Kedi'nin elini tutarak yeniden oturduğumuz yere çektim. Yerde yeniden bağdaş kurduğumda gardiyanın kenarları kırışmış yaşlı gözlerine baktım. "Efendim, lütfen baştan anlatabilir misiniz?" dedim sakin bir ses tonuyla. Karşımdaki mucizelerin korucusu Usta Fu idi. Az önce de ben sinirle bağırmış, çağırmıştım. Kara Kedi'nin elini bırakmadan gardiyana bakmaya devam ettim. Anlatacakları vardı, dinlemeliydik.

Eski kitabı çevirip önüme koyduğunda bakışlarımı kitaba çevirdim. Sararmış sayfalarda daha önce görmediğim şekiller vardı. Harf olabileceğini düşünürken gözlerime bir görsel takıldı. Bu uğur böceği mucizesiydi. Kaşlarım havaya kalkarken gardiyan konuşmaya başladı.

"Bu kitap yüzyıllardır var çocuklar. İçerisinde şifrelenmiş kodlar var. Bütün mucizelerle alakalı bilgiler bu kitapta yazılı." Gardiyan bakışlarını bana çevirdi. "Senden mucizeni istedim çünkü mucizeyi tam olarak onarabileceğim karşımı bulduğumu sanıyorum." dediğinde dudaklarım şaşkınlıkla aralandı. Bu kitabın varlığından haberim yoktu.

"Şifrelenmiş kodlar da ne anlama geliyor?" Kedi bunu sorduğunda bakışlarım yeniden kitaba indi. Gözlerimi şekillerde gezdirdim, yazılara bir yandan çok uzak olup da bir yandan çok yakın hissediyordum.

"Sadece koruyucuların konuştuğu dil. Mucizeleri koyabilmek için yeni bir dil oluşturdular ve bütün bilgileri bu kitaba geçirdiler." Sayfaları çevirdiğinde sayfada antik bir kahraman çıktı. Bu uğur böceği mucizeni kullanmış bir kahramandı. Kostümü farklı ve kesinlikle çok antikti.

"Bu... Uğur Böceği mi?" Sordu Kedi, gözlerimi kahraman kadında gezdirmeye devam ettim. Kadının boynundaki işlemeyi gördüğüm gibi gözlerim aralandı. Ellerim kitaba sarılırken parmağımla o işareti gösterdim. "Bu işaret, bu işareti tanıyorum." Bir elimi enseme attım. "Dönüştüğümde ensemde bu işaret oluşuyor."

Lain: Geri Dönüş (Ⅱ. Kitap) | MiraculousWhere stories live. Discover now