5. Bölüm "Teslim"

380 26 23
                                    

Yeniden hapis hissiyatına tutulmuştum. Adrien'a merhaba diyebiliriz...

Lüks görüntüsüyle zaten dikkat çeken araçtan baygın bir ifadeyle spor çantamı omuzlarıma atarak çıktım. Babamla az önce görüntülü bir konuşma yapmıştım. Beni dinlemeden neden evden kaçtığımı sormuş, eğer itaatsizliğe devam edersem beni okuldan alacağını söylemişti. Ona derdimi anlatmak için şekilden şekile girsem de bana sinirini kusmasına izin vermiştim. Elbette endişelenmiş olmalıydı, sabah kahvaltısı planladığım gibi gitmemişti. Nathalie beni odamda bulamayınca ev tufana dönmüştü. Yine de Marinette ve ailesiyle kahvaltı yaptığım için pişman değildim. Babama sabah koşusunu dışarıda yapmak istediğimi söyleyerek bir bahanenin ardına saklanmıştım. Dışarıda koşu yapmamam gerektiğini söylemişti, en azından fazla üstüme gitmemişti. Büyüyordum, düşünce, bedensel ve ruhsal bakımından büyüyordum. Babam zaten bunun farkındaydı. Eskisi kadar üzerimde hakimiyet kuramadığının da farkındaydı. Amacı beni en güvende tutmaktı, böyle düşünüyordum. Bilmiyordu ki ben her gün kendimi tehlikeye atıyordum.

İstediğim her şeye sahip olduğum için beni mutlu bir ergen sanıyordu fakat her şey göründüğü gibi değildi. Biraz olsun gülümsemek için her gece evden ayrıldığımdan haberi yoktu. Artık çocuk değildim, bana istediğim alındığında sevinecek bir zihniyete sahip de değildim. Bana iyi gelen kişinin yanında olduğumda zaten mutlu oluyorum. Marinette ile olmak bana iyi geliyordu. Onunlayken sanki başka bir dünyaya geçiş yapıyormuşum gibi hissediyordum.

Babama gerekli açıklamayı yaptıktan sonra neyse ki eski planlı düzenime geri dönmüştüm. Bugün okulda bulunmadığım için Nathalie'den ders notlarını almıştım. Evde ders yaptıktan sonra piyano çalışmıştım. Şimdi ise günün biraz olsun eğlenceli geçtiği spor dalı eğitimini görmek için okula gelmiştim. Ders sonrası okulda spor faaliyetleri olduğu için sadece sporcular sahada görünüyordu. Sınıfımdan Kim'e ufak bir el hareketiyle selam verdim, elindeki basketbol topunu çevirerek bana selam verdiğinde dolabımın kapısını araladım. Çantayı dolabın içine yerleştirdiğim gibi Plagg çantadan çıktı.

Bugün uğur böceği mucizesini kullanmıştım. Biraz farkı bir hissiyatı vardı fakat yükü oldukça fazlaydı. Leydimin neden savaş sırasında bu kadar ciddi olduğunu anlayabiliyordum. Plan kurmak sandığımdan daha zor bir şeydi. Neyse ki bugünü de Kara Leydimle birlikte kurtarmıştık. Marinette'i siyah kostümün içinde görmek etkileyiciydi. Mavi kedili gözlerini hatırladıkça dudaklarıma bir kıvrım ev sahipliği yapıyordu.

"Âşık bir surat görmek midemi kaldırıyor." diyen Plagg'e baktım. O kadar çok peynir yemişti ki artık yemeği bırakmış karnını ovuşturmaya başlamıştı. Gaz çıkardığında suratımı buruşturup su şişesinden bir yudum su içtim.

"Ben senin peynir aşkına dayanıyorum Plagg. Sen de benim âşık suratıma dayan." deyip dudaklarımın kenarından taşan suları elimin tersiyle sildim. Marinette'i düşlerken yüz ifadem nasıl oluyordu bilmiyordum ama gülümsediğimden emindim.

"Neyse ki bir fırıncının kızıyla sevgilisin. Yani Mari'ye olan teklifim pek de önemli değildi." dediğinde tek kaşımı kaldırdım.

"Ona ne teklif ettin?" deyip üzerimi giyinmeye başladım. Eskrim kıyafetlerini yıllardır giysem bile o rahatsız edici dokuya alışamamıştım.

Lain: Geri Dönüş (Ⅱ. Kitap) | MiraculousHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin