20. Bölüm "Kırık Yakamoz"

328 29 3
                                    

🐾 Adrien Agreste'in Ağzından 🐾

Şaşkınlıkla açılan gözlerimin yanmaya başladığını hissettiğimde onun dolunay gözlerinden kaçındım. Ağzımdaki yokma ben çiğnedikçe büyüyor gibiydi. Ne demişti o? Ben doğru mu duymuştum?

Kimliğimi öğrenmek artık onun için sorun değil miydi?

"Kedi?" diye seslendiğinde yokmamı zar zor yuttum. Birden ardı ardına öksürmeye başlayınca bana doğru atıldı. "Ay, çok mu ani oldu?" Sırtıma orantısız gücüyle vurmaya başladığında öne doğru sendeledim. Dudaklarından dökülen kıkırtılarla beni tuttu.

Beni kalpten götürecekti.

Öksürüklerim kesildiğinde acıyan boğazımla yüzümü buruşturdum. Bir anda vücudumu sıcaklık bastı. Ayağa kalktım, benimle birlikte ayaklandı. Bir elimle boğazımı tuttum.

Ben şimdi ne yapayım?

"İyi misin Kedi?" Şu anda konuşması bile kalbimi daha da hızlandırıyordu. Ondan kaçındığım bakışlarım yeniden mavilerini buldu. Kalbim tekledi, boğazımdaki elim yüreğimi buldu. Mavileri beni kontrol eder gibiydi. Konuşmayı unutmuş gibi yüzüne öylece baktım.

"Şoktasın?" Dağınık kâkülleri arasından kıvrımlı kaşları yukarıya kalktı. Acıyan boğazımı yutkundum, geçmedi.

"Bir şey söyle." Kolumu tutup sarstı. Avcumda hissettiğim kalp ritimlerim daha da hızlandı. Dudaklarım aralandı, merakla açılan mavileri yüzünden konuşmaktan vazgeçtim.

Zamanı mıydı güzelim?

"Söyle, şey de," Dudakları kıvrıldı. "Pençeler kapan." dediğinde titrek bir nefes aldım. Hiç beklemiyordum. Bunu duymayı hiç beklemiyordum.

"Tamam, gözlerimi kapatacağım. Bana sürpriz olsun." Elleriyle gözlerini kapattı, tedirginlikle dolmuş gibi titredim. Gerçekten hazır mıydı? Dudaklarındaki tebessümle şu an gözlerini kapatırken gerçek beni görmeye hazır mıydı?

"Ma... Marinette," diyebildim. Parmakları arasından bana baktı. Derin bir nefes almaya çalıştım. Ellerimi uzatıp ellerini tuttum, saklandığı yüzü açıldı. Ellerimizi önümüze indirdim, parmaklarıma tutundu. Gözlerim avuçlarım arasında ufak kalan ellerine dokundu.

"S-sen... Sen ciddi misin?" dedim çekingenlikle yeniden yüzümü ona kaldırdığımda. Birden başını arkaya atıp gülmeye başladı. Yanlış bir şey mi söylemiştim?

"Tanrım... Şu yüz ifadenin bir çerçevesi olması için her şeyimi ortaya koyardım." Ellerimi bırakıp boynuma sarıldı. Ne yapacağımı bilemez gibi ellerimi açık beline koydum.

"Evet," dedi gülüşlerinin arasından. "Ben ciddiyim, seni görmeye hazırım." İlk dakikalarda yandığını hissettiğim gözlerim tekrar aynı hissiyatla doldu. Elleri yüzümü avuçladı, yüzümü ona eğdim.

"Gerçekten mi?" Gözlerimin dolması benim umrumda olmadı. Duru bir gülüş serildi dolgun dudaklarına. Bir çocuğa anlatır gibi başını salladı ve, "Gerçekten." dedi.

O günden bu güne anılarım dolu gözlerime serildi. Onu gördüğüm ilk gün, 26 Eylül günü ilk merakım içime düşmüştü. Demiştim ki, Maskenin ardında kimse, o kızı çok sevdim.

Çok sevmiştim hem de.

Cesur ve kararlı duruşuyla etkilemişti beni. Güzelliği ise onun bir parçasıydı. O günden bu yana düşünmüş durmuştum o maskenin ardında kim var, diye.

Lain: Geri Dönüş (Ⅱ. Kitap) | MiraculousWhere stories live. Discover now