9. Bölüm "Son Gülen İyi Güler"

374 31 14
                                    

Multimedia son sahnedeki marichat olur gibi :p

🐞🐾

"Marinette!" Annem bir kez daha seslendi. İfadesiz yüz ifademle sadece küçük bir papatya işlemesi olan beyaz bucket şapkamı düzelttim. Kâküllerimi örttüğü için saçlarımı düzleştirmekle uğraşmamıştım. Artık dün gece nasıl uyuduysam saçlarım karman çorman olmuştu. Saçlarımı yıkayıp, düzleştirmeye vaktim olmadığı için yeniden bucket şapkama sarılmıştım. Siyah olanı Adrien'daydı, onunla bir gün fotoğraf çekimine gidecektim. Sanırım o gün şapkamı geri teslim alabilirdim. Aklıma defile geldikçe içimdeki heyecan kanıma karışıyordu, yerimde duramayacak gibi oluyordum. Şapkam defileye kabul görülürse benim için mükemmel olurdu.

Solgun yüzüme hiç istemesem de canlı durabilmek için makyaj yapmıştım. Bol beyaz sweatshirt giyinmiştim, üzerinde şapkamda olduğu gibi papatya işlemeleri vardı. Altımda da sarı papatyalara uyumlu sarı bir pantolon vardı. Sarı pek fazla giyinmediğim için aynaya baktığımda farklı bir Marinette görüyordum.

Pembe çantamı bir omzuma attım. Bugün küçük çantamı yanıma almak istemiyordum, bu yüzden Tikki sırt çantama yerleşmişti. Kıyafetime uygun sarı bir çantam yoktu. Beyaz vardı fakat kullanmak istemiyordum.

Hiçbir şey yapmak istemiyordum zaten.

"Depresyona giriyor gibisin." Merdivenlerden inerken annemin gülerek söylediği sözlere boş bakışlar attım. "Regl oldum." diyerek açıkladığımda dudaklarını birbirine bastırıp kaşlarını kaldırdı. "Benden uzak durun diyorsun yani."

"Hiçbir şey demiyorum." Maskarayla süslenmiş kirpiklerimi yavaşça kapatıp açtım. Annem iç çekip bana yandan bir bakış attı. "Ben de hiçbir şey demiyorum Marinette. Sadece inhaleri yanına bulunduğunu sormak istiyorum."

"Yanımda."

"Peki masken," Eliyle yüzünü işaret ettiğinde duraksadım. "Hastalığın tamamen geçene kadar takmak zorundasın."

"Ama okula gi..." Devam etmek yerine dudaklarımda yavaşça bir gülüş filizlendi. Güldüğüm için kısılan gözlerimle anneme döndüm. "Tabii ya!" Çocuk gibi ellerimi çırpıp annemin önüne geçtim. "Maskeler nerede?" Bana başını iki yana sallayarak tepki gösterdi. Uzanıp mikrodalganın üzerindeki saydam poşeti bana uzattı. İçindeki renk renk olan maskelerden sarı olanını alıp sırıttım. Gözlerime yemek masasındaki vazo çarptığında dudaklarımdaki kıvrımın yerini tebessüme bıraktı. Kara Kedi'nin kahvaltıya gelirken getirdiği çiçekleri annem bir vazonun içerisine koymuştu. Bakışlarımı anneme çevirdim, uzanıp iki yanağından öptüğümde hızlı adımlarla çıkış kapısına ilerledim. "Görüşürüz anne!"

"İyi dersler Marinette!" Kapıyı açıp dışarı çıktığımda önüme doğru sendeledim. Annem arkamdan söylendi: "Her ne kadar geç kalsan da..."

O lanet günlerin ardından sonunda mı demem mi gerekiyordu bilmiyordum ama okula gidiyordum. Düşmemek için beyaz spor ayakkabılarımı takip ederek merdivenleri indim. Bir yandan maskeyi takarken bir yandan da kıkırdıyordum.

Beni sınıf arkadaşlarım haricinde kimse tanıyamazdı. Maske sayesinde tanımadığım o topluluktan kurtulmuş olacaktım. Sınıf arkadaşlarımı bir şekilde sustururdum. En azından yabancı bakışlardan kurtulmuş olacaktım.

Lain: Geri Dönüş (Ⅱ. Kitap) | MiraculousOù les histoires vivent. Découvrez maintenant