Yalan

3.2K 245 10
                                    

    Duyduğu ayak sesiyle uyandı. Hâlâ küvetin içindeydi. Ne zamandır uyuyakalmıştı burada? Sesler gelince dikkat kesilip dinlemeye başladı.

     "Nerede?" Ses, onu buraya getiren adamın sesiydi.

     "Banyoya girmişti. Hâlâ çıkmadı sanırım." Bu kez konuşan Faye'di.

     Ayak sesleri kapını yanına kadar gelip durdu. Soraya kapının altından küçük ve büyük gölgeleri seçebildi. Tüm dikkati oradayken, kapı bir anda vurulunca istemsizce olduğu yerde sıçradı.

    "Prenses!" diye seslendi yine o adam ona. Bile bile susup bekledi. "Prenses dışarı çıkman lazım."

    "Banyo yapıyorum." deyip, pirinç küvetin kenarına çekildi.

    "Yarıda kes o halde. Dışarı çık."

    "Çıkmazsam ne olur?" diye meydan okudu.

    "Ben içeri girerim."

   Küçücük yutkundu. Yapacağından şüphesi yoktu. Kapı kolu aşağı doğru eğilirken bağırdı.

    "Tamam çıkıyorum!" Kol tekrar yukarı çıktı.

   Soraya dikkatli adımlarla, kaymamak için çıktı küvetten. Kapının yanına asılı olan ipek, ince bornozu giydi. Odaya döndüğünde Faye ortada yoktu.

     Christian sandalyelerden birine oturmuş, baştan aşağı onu süzdü. Saçının ucundan akan su, ince bornozu ıslatmıştı. Soraya'nın korktuğunu hissedebiliyordu ama korkmuyor gibi araya mesafe koyup, kollarını bağlamasını içten içe takdir etti. Sonuçta hiçbir şey bilmiyor ve onları henüz tanımıyordu.

    "Ee, beni susmak için mi çıkardın banyodan?"

    Christian, onun sesiyle daldığı düşünceden çıktı. Ayağa kalkıp ona doğru bir adım attı, Soraya geri çekilir gibi oldu ama yapmadı.

    "Vanessa'yı bekliyorum Prenses."

     "Bana Prenses deme. Vanessa kim ayrıca?"

    "Şifacımız. Seni muayene etmeye gelecek."

    "Ben hasta değilim."

    "Hastasın diye değil. Yıllardır yerin üstündesin, nelere sebep olmuş onu araştıracak."

     Kaşlarını çatıp, ne demek istediğini sormaya hazırlandı. Kapının açılması ile ağzını açamadan kapattı. İçeri çikolata tenli, kemikli yüz yapısı ve güzel siyah gözleri olan, hafif kabarık siyah kıvırcık saçlı bir kadın girdi. Soraya, Christian söylemese bile onun Vanessa olduğunu anladı.

    Vanessa beyaz parlak kumaştan, bilek üstünde biten elbisesinin eteğini tutup, hafifçe önünde eğilince, şaşırıp ona baktı. Vanessa tekrar doğrulup gülümsedi. Christian onun şaşkınlığını görünce açıklama ihtiyacı hissetti.

     "Reverans yapıyordu."

     Soraya gözlerini devirdi. "Bunu yapmayın. Ben Prenses ya da soylu değilim."

    Vanessa ile Christian birbirlerine baktılar. Gözleriyle konuştuklarına yemin edebilirdi Soraya.

     "Neyse ne? Ben sizi muayane edeyim Prenses."

    "Ben Prenses değilim. Ayrıca hasta da değilim."

    "İyi ama muayene hastalık için değil. Yer üstünde vücudunuz nasıl uyum sağladı, neler değişti bunun için."

    "Formunu kaybetmiş bile olabilirsin." diye ekledi Christian.

   "Neyimi?" Ses tonu incecik çıktı.

YERALTI KRALLIĞIOnde histórias criam vida. Descubra agora