YERALTI KRALLIĞI

Karanlığın diğer yüzü

   Hisleri bir kenara bırakıp tekrar otoriter bir ses takındı Soraya. Madem prensesti ona göre davranacaktı. Ondan bir şey saklanması hoşuna gitmiyordu.

     "Ne demek bana yardım edecek gücün yok?"

     Christian başını kaldırmadan öylece durunca Soraya, Vanessa'ya baktı.

    "Güçlerimiz elimizden alındı Soraya. Sadece ufak tefek şeyleri yapabiliyoruz." dedi. "Onunla savaşacak, karşı koyacak ne varsa aldı bizden."

    "Ama..." İksirlerin durduğu rafa ve her yerinde otlardan oluşan dağınıklığın olduğu tezgaha baktı. Kazanın kenarından yeşil bir sıvı damlıyordu. "İksir yapıyorsun. Hem, Drake."

    "Çocuklardan haberi yok." dedi Christian kafasını kaldırıp. "Onları saklıyor, gizlice eğitiyoruz. Büyük savaşta bize yardım edebilsinler diye."

   "O bu yüzden mi çok güçlü?" dedi Soraya. "Hepinizin gücü elinde."

    Vanessa başını iki yana salladı. "O zaten güçlü. Sana anlattık. Onun gücü, kara büyüden geliyor. Bizim güçlerimizi bir arada bir kürenin içinde tutuyor."

   "Yerini biliyor musunuz?" Başını salladı Vanessa. "Niye almayı denemediniz o zaman?"

     "Hiç sihirimiz yok." dedi Christian. "Zaten taht odasında küre. Oraya portal bile açamıyoruz nasıl alacağız ki?"

   "Beni bunun için mi getirdiniz?" dedi Soraya. "Güçlerinizi geri alabilmem için." İkisi de birbirine baktı. "Başka bir şey var. Bana neden söylemiyorsunuz?"

    "Şimdi bunun sırası değil. Artık madalyonun yok." dedi Vanessa. "Senin burada olduğunu bulursa, her şey biter. Ben Lenora'ya gidiyorum. Bakalım bir yolu var mı?"

   Vanessa elini yumruk yapıp bir anda kayboldu. Christian Soraya'dan gözlerini kaçırdı.

    "Artık yukarısı buradan daha tehlikeli."

    "Utanıyor musun?" dedi Soraya ama alay etmiyordu. "Kolyeyi iyi ki aldın. Yoksa buraya asla dönme cesaretini bulamazdım."

   "Kalacak mısın?" Christian'ın sesi şaşkınlıkla karışık mutlu bir tını da taşıyordu.

    "Burası ailemin krallığı. Burada kalıp sizin için savaşmam lazım." dedi. "Ama bana her şeyi öğret." Güldü. "Mümkünse ikinci dersten başla. İlk dersi anladım çünkü." Christian cevap vermeyince devam etti. "Dinle derken, sadece sesten bahsetmiyordun. Bütün duyularımı açıp dinlememi kastediyordun."

    "Evet." dedi Christian gururla. "Bazen kulağın duymadığını bedendeki diğer parçalar duyar. Her duyunla duymasını öğretmem gerekiyordu."

    "Sıradaki ders ne?"

    "Derste öğrenirsin Prenses."

        ☄

     Üç gün sonra...

    Hiçbir şey olmamıştı. Korktukları gibi köyü iblisler de basmamıştı. Soraya'da hiçbir koruma büyüsü olmadığı halde tehlike geçmiş gibi görünüyordu. Lenora da onu koruyacak yeni bir büyü bulamamıştı. Yine de derslere hemen başlamadılar.

    Şimdi yeniden vahşi korudan geçiyorlardı. Oraya niye yürüyerek geçtiklerini merak ediyordu Soraya.

     "Niye bu tehlikeyi göze alıyoruz her seferinde?"

    "Sessiz ol." dedi Christian. "Bu korudan sihirle geçemezsin. Karanlık sihri yutar."

    Soraya durdu. "Nasıl yani?"