Final

2.7K 165 40
                                    

Bir ay sonra...

Çocukların korkusuz kahkahaları, koşturmaları. Perilerin dikkat gerekmeden istediği yerde istediği zaman olması, savaş yerine sadece güzel şeylerin konuşulması, korkunun yüzlerden silinip gitmesi.

Christian eskileri hatırlamadan edemiyordu. 25 yıl önce işte Yeraltı Krallığı böyleydi. Şimdi de eski haline dönmüştü. Gidenlerin üzüntüsü olsa da artık yaraları sarmamak için hiçbir neden yoktu.

Büyük evin dışını onaran Rob'un yanına yaklaştı. Yıkımlar başlamadan önce burası babası annesi ve ona aitti. Annesi ne yazık ki hapis değildi. İlk yıkımlarda ölmüştü. Rob'u iblislerden kurtaran, kurtarıyor gibi yapan Lenora'ydı. Tabi daha sonra ruhunu hapseden de.

Bir aydır binlerce madalyon açıldı. Vanessa başta hepsini açmayı düşünse de hala ondan başka onlara yardımcı olacak kimse, ve kalabilecekleri yeterli alan yoktu. Bu yüzden belirli sayıda açmıştı. Diego'nun karısının da taşıdığı madalyonda olduğu anlaşılmıştı.

"Bitmiş." dedi Christian.

Rob ona bakmadı. "Öyle. Tabi eskisi gibi olmayacak." Şimdi ona bakıyordu. "Prenses nasıl?"

Christian için buna cevap vermek zordu. Soraya uyandığında herkese boş gözlerle bakmıştı. Madalyondan çıkanlar kadar, hatta daha da kötü durumdaydı. Daha bir hafta olmuştu toparlanıp kendisi gibi davranmaya başlayalı. Gerçi noksan olabileceğini duyunca biraz burulduğunu belli etmese de Christian anlamıştı.

"İyi." dedi öyle olduğunu umarak. Rob'a baktığında ona değil, arkasında bir yere baktığını fark etti. Başını çevirince Drake'in peşinde elinde şişeyle dolanan Vanessa'ya baktığını gördü. "Konuşmadınız mı?"

Rob yine ona bakmadan başını iki yana sallayıp iç çekti.

"Çok yoğun. Madalyondan çıkan ruhlar onu çok yoruyor."

"Drake'in peşinden koşacak vakti buluyorsa sana da biraz zaman ayırabilir bence."

Rob mutsuz bir gülücük attı. "İstese yapar tabi. Ama benimle konuşmak istediğini sanmıyorum."

"Haksız sayılmaz Rob." Birileri duymasın ister gibi yaklaşıp. "Onu çok üzdün. Ona burada boşuna çalışmak yerine yer üstüne gitmeyi teklif ettin. Kabul etmeyince onu bencillikle suçladın." Kulağına doğru sır verir gibi, "Uyanır uyanmaz boynuna yapıştın."

"Kafamda ne vardı bilmiyorum. Lenora'ya çok öfkeliydim, belki de o..." Rob başını eğdi. "Korkmuştum Christian. Annemden sonra onun da başına bir şey gelmesinden korktum. Güçlerimiz yoktu, elimiz kolumuz bağlıydı."

"Git anlat o zaman." Rob sarmaşıkları uzatırken durup Vanessa'ya baktı. "Zamanını bekliyorsan tam zamanı." dedi Christian.

Rob başını salladı. Christian oradan ayrılıp biraz uzaklaşırken tekrar dönüp baktığında Rob'un Vanessa'nın yanına gittiğini görüp gülümsedi.

Vanessa, Drake'i yakalayıp iksiri içtiğini görünce gülümsedi. Ona burnunu kırıştarak şişeyi tekrar uzattı. Vanessa ona bakmaya devam edince dudak büküp sonra ağzını açtı. Soraya'dan öğrendiği sihri yapmadığından emin olunca doğrulup ona gelen Rob'u gördü.

"Selam."

Vanessa sadece baş sallamakla yetindi. Drake'in ikisine baktığını görünce arkasını dönüp, yeniden daha büyük şekilde inşa edilen revire yürüdü. Odaya girdiğinde kapıyı örtemeden Rob da içeri girdi.

"Bir şey mi oldu?" dedi Vanessa herhangi birini görüyor gibi, ama kalbi onunla aynı fikirde değildi.

"Konuşmak istiyordum."

YERALTI KRALLIĞIWhere stories live. Discover now