Ejderhaların çarpışması

1.8K 141 2
                                    

    Christian ve Vanessa sesin geldiği yere baktılar. Gökyüzünde çığlıklar atarak gezinen ejderhayı tanıyorlardı. Ama o içeride, revirde cansız yatıyordu. Onun formuna bir başkası da giremezdi ki. Ejderha Richard'ın yakınından geçip yavaşça onun gibi yere sapladı pençelerini.

     Hepsi, burnundan sıcak, dumanlı soluklar çıkaran, korkutucu gözleri ve sivri dişleriyle ortada durmuş ejderhaya baktılar. Christian refleksle bir adım attı öne. İçindeki umut kıvılcımı yansın istiyordu ama gördüklerinden sonra bu mümkün olmuyordu. Gözünün önüne, göğsü yarılmış, içine kan birikmiş, soluk yüzlü, mor dudaklı, masada yatan Soraya geliyordu.

      Ejderha kanatlarını iki yana açıp, başını yukarı kaldırdı ve Richard gibi küçülerek insan formuna döndü. Christian soluk almayı bıraktı. Kalbi deli gibi çarparken hayal görüp görmediğinden emin olmaya çalıştı. Karşılarında siyahlar içindeki kişi Soraya'dan başkası olamazdı. Hayal görmediğini destekleyecek tek şey, sessizliği bölen haykırıştı.

     "Hayııır!" dedi Lenora sanki canı yanıyormuş gibi.

     Soraya ona bakıp gülümsedi. "Selam Lenora."

    Lenora güçlükle ayağa kalkıp bir adım öne gitti. Elini kaldırıp Soraya'ya tutunca uğultulu sesler yükseldi. Soraya da elini kaldırdı ama sadece kalabalığı susturmak için. Richard annesi ve kızının arasında olan şeyleri şaşkınlıkla izliyordu sadece.

    Lenora bir şey yapmaya çalışıyordu ama hiçbir şey olduğu yoktu. Elinden ufak bir ışık hüzmesi yayıldı. Acıyla haykırarak dizlerinin üstüne çökünce, Soraya yanına yaklaşıp, onun göz hizasına eğildi.

    "Yerinde olsam yapmazdım." dedi. "Büyüdeki malzemelerin hepsinin gerçek olması gerekiyordu. Bir tanesi bile yanlış olursa, senin sihrini de yok eder. Sihrin seni zehirler." Gülümsedi. "Ben bunları kime anlatıyorum ki." Ayağa kalkıp Richard'a baktı. "Artık bitti. Yalnızsın."

     Richard burnundan öfkeli nefesler alıp verdi. Burun delikleri şişip şişip iniyordu. Gözlerini Soraya'dan Samuel'e çevirdi.

     "Hepsini yok edin!" diye bağırdı.

    Soraya başını iki yana salladı. İblisler harekete geçerken, 

      "Zodi!" diye bağırdı o da.

    Zodi ve kolonisindeki Gigantopithecus'iler birden iblislerin üstüne atılmaya başladı. Soraya tekrar bağırdı.

     "Gurgalar!"

   Havalanan gurgalar büyük sivri gagalarını aşağı çevirip hızla inişe geçtiler. Koca insanlardan kurtulan iblisleri onlara hızla çarparak tekrar koca insanların kucağına attılar.

     "Christian." dedi Soraya, onların kurduğu çemberin dışında olup bitenler yaklaşmadan.

     Christian anladı. Vanessa'nın elini tuttu. O da Sabrina'nın, Sabrina Donovan'ın, Donovan Diego'nun, Diego da bir başkasının ve bütün eller tek tek kenetlendi. Kollarından yayılan ateş, su, toprak ve hava birleşti, etraflarını ve başlarının üstünü kubbe gibi örttü.

     Richard, Soraya'ya sert bakışlar atıp ellerini ona doğru tuttu. Soraya da ona aynı şekilde karşılık verdi. Birbirleri için yarattıkları hortumlar çarpıştı. Hortumun şiddetti bazı perileri geriye savururken, etraftaki yapraklar, otlar, bazı küçük ağaçlar hortumun etrafında dönmeye başladı.

    Christian yüzlerine çarpan topraktan korunarak yarı yere eğik Vanessa'ya yaklaştı.

     "Küre." dedi şiddetli rüzgar sesini yutarken. Vanessa'nın kulağının dibine daha da yaklaştı. "Küreyi almamız lazım. Kendi güçlerimizle, Soraya'ya daha hızlı yardım ederiz."

YERALTI KRALLIĞIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin