Başlangıç...

362K 8.7K 3.4K
                                    

Bazı geceler hala o lanet günün kabusunu görüyorum. Annem ve babamın ölümlerini... O küçük dolabın içinde sesimin çıkmaması için ağzımı sıkı sıkı kapatırken annemin çığlıklarını, babamın annemi korumak için direnişini... Her şeyi hala çok net hatırlıyorum.

Sıcacık yatağımda yatıp annemin anlattığı masalın sonunu bekliyordum. Babamın hızla odaya girip beni kucaklayarak dolaba sokmasını önce oyun sanmıştım. Ama bütün vücudunun titremesi bunun oyundan başka bir şey olduğunu hissettiriyordu. Beni de korkutuyordu.

Bana ne olursa olsun, ne duyarsam duyayım bu dolaptan çıkmamamı söylemişti. Saklambaç oynamayı seviyordum ama bu oyunu hiç sevmemiştim Babam bana ne olursa olsun, ne duyarsam duyayım buradan çıkmamam konusunda zorla söz verdirdikten sonra beni o küçük dolapta tek başıma bırakıp uzaklaştı. İçimden bir ses onlarla gitmem gerektiğini, yoksa bir daha onları göremeyeceğimi söylüyordu. Tam anne ve babama seslenecekken içeri giren korkunç yüzlü eli silahlı adamları görünce kala kaldım. Korkuyla onları izlerken tek dileğim biran önce babama sarılmaktı ama korkum bütün bedenimi felç etmişti.

Konuştuklarından bir şey anlamıyordum ama onların kötü adamlar olduğunu anlayacak kadar bilinçliydim. Babam annemi korumak ister gibi arkasına sakladığında dünyadaki en muhteşem insan olduğunu düşündüm. Sonra birkaç adamın babamı zorla kollarından tutuğunu ve anneme gözümüzün önünde zarar verdiklerini gördüm. O zaman bunu anlamayacak kadar küçüktüm ama artık annemin o gece hunharca tecavüze uğradığını biliyorum. Hemde babamın gözleri önünde. Babamın yediği her yumruğa, tekmeye rağmen hala annem için çırpınışını, çığlıklarını çok net hatırlıyorum. 

Annemin çığlıkları yerini sessizliğe alınca adam cebinden çıkardığı bıçağı annemin boğazına dayadı, sonra annemin beyaz geceliğinin kıpkırmızı olmuşuna şahit oldum. Artık hareket etmiyordu, bağırmıyordu. Bu daha da korkmama neden olmuştu. Babam annemin yanına yaklaşıp yüzünü okşarken onu uyandırmaya çalışıyor diye düşünüyordum. Sonrası ise adamın arkasından çıkardığı silahın kulaklarımı çınlatan ürkütücü sesiyle gözlerimi sımsıkı kapattım. 

Zorla korkarak gözlerimi açtığımda adamların gittiğini, babamında annem gibi sessizce yattığı gördüm. Acaba uyuyorlar mı? Yoksa numara mı yapıyorlar diye düşündüm. Sessizce dolaptan çıkıp yanlarına gittim. Annemin geceliğini boyayan şey boynundan geliyordu. Aynı şey babamda da vardı. Defalarca sarsmama rağmen kalkmıyorlardı. 

"Ben bu oyunu hiç sevmedim, başka bir şey oynayalım. Baba lütfen kalk. Anne niye ağladın. Ne olur uyanın. Çok korkuyorum..." diye ne kadar bağırsam da kalkmıyorlardı. Ama kalkmaları lazım babam bana söz vermişti. Hafta sonu beni balık tutmaya götürecekti. Söz vermişti ve babam her zaman sözünü tutar. Hadi kalkın diye ne kadar ağladığımı bilmiyorum. Sonrasında ikisine de son defa sarılarak, son defa kokularını hissederek uyuya kaldım.

Gözlerimi açtığımda evimden başka bir yerde olduğunu anladım. Korkuyla deli gibi ağlarken sadece anne ve babama diyordum. Kapı açılıp içeri korkutucu görünümlü bir adam girdi. Ona baktıkça daha çok korkuyor, daha şiddetli ağlıyordum. Yanıma oturup bana baktı ve sesimi kesen beni şok edecek tokadını suratıma geçirdi. Canım yanıyordu evet ama o kadar şaşkındım ki ağlamayı kesmiş ne olduğunu anlamaya çalışıyordum.

Adam kollarımdan tutup sıkınca yüz yüze geldik. Bana annemle babamın öldüğünü ve ağlayarak onları geri getiremeyeceğimi söylüyordu. Ne demek geri gelmezler. "gelecekler onlar beni bırakmaz" dediğimde adamın tokattan daha çok korkutan kahkahasıyla irkildim.

Ayağa kalıp belinden çıkardığı silahı önüme attı. Bu silah babamı öldüren silah gibi. Sevmiyorum onu. Görmek bile istemiyorum. Ben korku dolu gözlerle o silaha bakarken adam;

Ölüm Meleği...#wattys2016Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin