Geçmişin Sözü...

115K 5.1K 670
                                    

Medyadaki Ateş...


Geri dönüş yolunda aklımda sadece Darren'ın söyledikleri vardı.

"Seni düşündüren ne Asrın?" demişti.

"İlk defa hissetmeye başladım Darren. İlk defa normal şeyler hissetmeye başladım ve bunun işime karışmasından korkuyorum. Halime bak ilk defa "korkuyorum" dedim. Bu ben değilim Darren."

"Tam tersi Asrın. Gerçek Asrın bu. Sana bunu hiç söyleyemedim. Kendine yıkılmaz duvarlar örüyorsun. Kendinin bile yıkamayacağı. Neden çünkü sana bu öğretildiği için değil mi? Peki senin istediğin gerçekten bu mu?"

"Bilmiyorum Darren. Ben yapamam." Darren yüzümü avuçları arasına alıp ona bakmamı sağladı.

"Yapabilirsin Asrın sadece dene. Bu iş için dene. Onların yanında rol yapmadan gerçek Asrın olmayı dene. Benim yanımda olduğun gibi ol. Sadece nasıl hissettiğine bak."

Darren'a ne cavap vereceğimi bilemeden ayrıldım oradan. Şimdide kulübe yetişmek için son hız gidiyordum. Üzerimi Darren da değiştirdiğim için eve uğramama gerek yoktu. Yırtık siyah bir kot, salaş siyah bir tişört ve siyah kısa botlarımla tamamdım.

"Kendin ol... kendin ol... kendin ol..." kafamdaki Darren'ın sesini bastırarak kulüpten içeri girdim. Henüz açılış yapılmadığı için içerisi boştu. Locada Emir ve Koray'ı görünce yanlarına gidip selam verdim. Emir her zamanki sıcak gülüşüyle beni karşılarken Koray baştan aşağı beni süzdükten sonra;

"Harika görünüyorsun güzellik. Müşteri çekme yöntemin mi?" dedi. Sapık herif. Başka bir zaman olsa şeyini koparıp eline vermeyi bilirdim ama neyse.

"Yok senin gibi asalakların gözünü boyamak için canım." söylediğime Emir katıla katıla gülerken Koray'da arsızca sırıtıyordu. Ama bozulduğu yüzüme bakmamasından belliydi. İzin isteyip bara girdikten sonra Özkan ve Baran'la selamlaştık.

"Bugün kaçarsın diye bekliyorduk. Sendeki deli cesareti." diyen Özkan'a;

"Deli deliden korkmaz." dedim. İkisi de gülümserken bana içten bir hoşgeldin dediler. 1 saatte kalmadan kulüp ağzına kadar dolarken gözlerim Ateş'i aradı ama henüz gelmemişti.

Saat 23:00 göstermeye başladığında Ateş yanında güzel bir kızla içeri girdi. Kızın giydiği ultra ultra ultra mini güzel bacaklarını ortaya çıkarırken Ateş'in kızın belinde olan eli dikkatimi çekti. Ateş'in kız arkadaşı olduğunu bilmiyordum. Onları izlediğim belli etmemek adına işime odaklanırken, korumalardan birini yanıma gelip Ateş'in beni ofislerine çağırdığını söyledi. Yine ne oldu diye söylenerek yukarı çıktığımda, Ateş deri koltuklara kollarını açarak yayılmış, kızında onun göğsüne doğru uzanırken buldum. Kız arkadaşı değil, sürtüğü sanırım.

Ateş beni görünce yüzündeki ifadesiz surat, sinirle çatılmış kaşlara neden oldu. Kızda kafasını kaldırıp, beni baştan aşağı süzdü.

"Bu kim hayatım?" itici sesini kıçına sokasım geldi.

"Bize içki hazırla bu akşam bize çalışacaksın." Ateş'in emir veren sözlerine sıkıyorsa bir şey de. Kafamı tamam anlamında sallayıp bara doğru yöneldim.

"Ne yani o burada mı çalışıyor. Benim neden haberim yok." bu kız kim olduğunu sanıyordu. Ateş gibi birine hesap soruyor. İşin garibi Ateş'in bu kıza karşı olan sabrıydı. Cevap vermek yerine bıkınca soluması "siktir git" demek gibiydi. Tabi ki bu salak anlarsa.

Kızın anasını ağlatacak kadar sert hazırladığım içkileri servis ettim. Başlarında bekleyip kızın yüzünün alacağı tepki heyecanla beklemeye başladım vee bingo... Kız çığlık çığlığa;

Ölüm Meleği...#wattys2016Όπου ζουν οι ιστορίες. Ανακάλυψε τώρα