Ona Gideceğim...

100K 4.9K 490
                                    

Beğeni ve yorumlarınızı eksik etmeyin... İyi okumalar...

Medyadakiler Büşra ve Fatma...


Azra'dan (Büşra)


Ölüm meleğiyle karşılaşalı bir hafta olmuştu... Hala söylediklerinin doğruluğunu araştırıyorum... Ne kadar istemesem de içimde bir kısım ona inanıyordu... Ama kanıta ihtiyacım vardı...


Babamın dosyasıyla ilgili gizli tutulan kısımlar olup olmadığını öğrenmek için başkomiser ve emniyet müdürümüzden yardım istedim... Amirim yani başkomiserim önce şaşırsa da yardım edeceğini söyledi... Durumu şimdilik onlara anlatamazdım... Operasyon için gerekli olduğunu söyleyip beklemeye başladım...


Koray hala Asrın ve Ateş'in annesi meselesi ile uğraştığı için günlerdir yüzünü görmüyorum... Sanki azıcık özledim ama azıcık... Evdeyken atışmalarımız bile eğlenceli olmaya başlamıştı... Ona ve bu eve alışıyor gibiyim... Aslında yaptığım ve hissettiğim şeylerin yanlış olduğunu biliyorum ama Koray sandığım kadar kötü değil... Hem Ölüm meleğinin dedikleri doğruyla o ve Ateş suçsuz olabilirdi... Tabi sadece benim nazarımda... Onlar hala yeraltının en kötü adamları ama yaptıkları yasa dışı işler için onlara hak ettikleri cezayı veremem gerek... Ben kanun adamıyım... Babamdan ve annemden bunu öğrendim...


"Karşındaki ben bile olsam, asla affetme kızım... Adalet her zaman yerini bulmalı..." babamın bu mesleği yapmak istediğimi söylediğim ilk gün bana söylediği sözlerdi bunlar... Adalet yerini bulmalı... Bulacak da...


Koray bu gece de eve gelmez diyerek kendi evime geçmeye karar verdim... Hem araştırmalarımı daha rahat yürütebilirdim... Gecenin karanlığında 7. kattaki daireme girerken evimi özlediğimi fark ettim... Uzun zamandır uğramadığım için her yer toz kaplı... Odama eşyalarımı atarken sıcak bir duşun iyi geleceğini düşünerek kendimi sıcak suyun altına bıraktım... Öyle küveti doldurup yayılmayı seven biri değilim... Akan suyun altında saatlerce kalacak biriyim... Üzerimdeki kiri alıp götürmesini seviyorum...


Gerçekten sınırları zorlayarak 2 saatte yakın duş aldıktan sonra üzerime aldığım kısa havlumla koltuğa kuruldum... Koray'la yaşadığımdan beri bunu yapamıyordum...


"Özlemişim..." diye iç çekerek uzanırken içimde bir huzursuzluk vardı... Gözlerimi açmamla üzerimde gezinen kırmızı lazer ışığını görmem bir oldu... Hızla kendimi koltuğun arkasına atmadan önce ateşlenen kurşun kulağımın hemen yanından geçmişti... Lanet olsun... Sesi ayrı, acısı ayrı canımı yakıyordu... Silahım odamda kalmıştı, yedeği ise karşımdaki etejerde... Ama oraya ulaşmam için arada ki büyük boşluktan kurşun yemeden geçmem gerekiyordu... Evin karanlık olmasından yararlanarak adım atacakken tam önüme gelen kurşunla geri çekildim... Gece görüşü olan uzun menzil kullanıyor olmalıydı şerefsiz...


Buradan çıkmam gerek ama nasıl... Etrafta kullanabileceğim bir şeyler ararken aklıma gelen ilk şeyi yapıp havlumu çıkardım... Lanet olsun bu çok utanç verici ama başka çarem yok... Havlumu yerden aldığım yastığa sarıp koltuğun diğer tarafına atarken adam onu nişan almıştı... Bende fırsattan istifade ters yöne koşup etejeri devirerek yere kapaklandım... Buraya koyduğuma emin oldum silah yerinde yoktu... Bu da neyin nesi... Neler oluyor burada... Resmen kapana kısıldım...

Ölüm Meleği...#wattys2016Where stories live. Discover now