Artık Son...

80.1K 4.2K 441
                                    

Merhaba arkadaşlar. İlgi, merak ve duyarlılığınız için teşekkür etmek istedim... Bir de hikayenin finalinin yakın olduğunu bildirmek isterim. Kitabın ikinci serisini yazar mıyım emin değilim ama istekler yüksek olursa devam edebilirim. İyi okumalar... :}

"Ateş..."

Karşımda ki uçağın merdivenlerinden tüm görkemiyle inen Ateş ve hemen arkasında yine Ateş kadar cool inen çocukları görünce nutkum tutuldu. Onların burada ne işi vardı. Babama tuzak kurmak bu kadar kolay olmazdı. Bu işte bir gariplik vardı. Ateş gözlerini benden ayırmadan bana ilerlerken, kalbim ağzımda atmaya başlamıştı. Onu o kadar çok özledim ki bu özlem tarif edilemez. Onu görmediğim her an daha da mı yakışıklı olmuştu ne. Ağır adımları tam önümde durduğunda gözlerimi ondan alamıyordum. Yüzünün her çizgisini bile deliler gibi özlemiştim.

Uçağın yanında dikilen iki pilot giysili kişi maskelerini çıkarınca bunların Büşra ve Darren olduğunu gördüm. Onları da çok özlemiştim.

"Ateş." babamın ağzından çıkan ismiyle Ateş gözlerini benden ayırıp, babama döndü. Yüzündeki alay eder, zafer vari bir gülümsemeyle ona baktıktan sonra tekrar bana sonrada Noyan ile sıkı sıkı tuttuğumuz ellerimize baktı. Gülümsemesi yüzünden anında silinirken, yerini yine öfke almıştı. Ama bu sefer ki ciddi bir kızgınlık gibi değildi.

"Bu yaptığının beni durdurabileceğini mi sanıyorsun. Hala çocuksun Ateş." babamın dalga geçen sözleri üzerine Ateş'in gülümsemesi tekrar yerini bulurken, Noyan'ın belinden çıkardığı silahı Ateş'e doğrultmasıyla hızla önüne geçtim. O ve bütün adamları Ateş ve adamlarını hedef almıştı.

"Noyan hayır." ama garip bir şekilde Noyan bana gülümsedikten sonra silahını babama doğrulttu. Hemen arkasından Noyan'ın adamları da aynı şekilde babam ve yanında kalan dört korumayı çembere almıştı. Babam şaşkınlık ve sinirle Noyan'a bakarken, bende aynı şoku yaşıyordum. Elimi tuttuğu eliyle beni arkasına çekerken, dudaklarımdan istemsizce "Noyan..." adı dökülmüştü. Kafasını hafif yan çevirip, bana bakarken;

"Sana söylemiştim. Artık seni ben koruyacağım. Hissediyorum Asrın. Sana inanıyorum." lanet hormonlarım ters düz olurken, bakışlarım Ateş'e kaydı. O da Noyan'a en az benim kadar sıcak bakıyordu. Bu da neydi. Onlar nasıl bir araya geldi. Düşüncelerimi bölen Ateş'in konuşması oldu.

"Yolun sonuna geldik Sinan Dinçer. Gün hesap günü. Yaptıklarının faturasını kesmeye geldim ama önce benim olanları benden almanın cezasını çekeceksin. Tutun şu iti." Uras ve Emir hızla Sinan Dinçer'in kollarına yapışırken, o hala gücünden ödün vermemek adına ayakta durmaya çalışıyordu.

"Bana dokunamazsın Ateş. Bunu yapamazsın."

"Senin devrin bitti Sinan Dinçer." dedikten sonra çocuklara götürün bu iti der gibi kafasını salladı. Ben ise hala olanların şaşkınlığını yaşıyordum. Babam gitmek üzereyken son kez direnerek bize döndü.

"Asrın... Kızım..." ağzından sadece bu iki kelime döküldükten sonra direnmeyi kesip onlarla gitmeyi kabul etti. Sanırım bu onu son görüşümdü. Son kez kızım deyişini duyuyordum. Noyan ve bana yaptıklarından sonra ondan nefret ediyordum ama şuan garip bir burukluk vardı içimde. Gözlerimi babamdan ayırıp, Noyan ve Ateş'e baktığımda ikisinin arasında garip bir anlaşma var gibiydi. Önce Ateş elini uzatmış daha sonra Noyan. İkisi de tek kelime etmeden sadece tebessümle el sıkışıyorlardı ve biri bana burada olanları anlatmazsa çatlayacaktım. Ben hala dalmış onları izlerken, Büşra'nın boynuma atlamasıyla kendime geldim.

"Seni çok özledim Asrın." bende onu çok özlemiştim ama hala şaşkınlıktan konuşamıyordum. Hemen ardından Darren'ın sıcaklığıyla biraz daha kendime gelmiştim.

Ölüm Meleği...#wattys2016Where stories live. Discover now