Elveda...

75.9K 3.8K 347
                                    

Merhaba arkadaşlar... Yoğun ve güzel ilginizden dolayı hepinize çok teşekkür ederim... Sanırım bu yüzden hikayeyi biraz daha uzatmaya karar verdim... Desteklerinizi eksik etmeyin lütfen... :} Sizi seviyorum... İyi okumalar...

Medyadakiler Meleğimiz ve Sinan Dinçer...

Medyadaki parça favorim dinleyin...:}


Darren'ın uzattığı telefonu aldığımda Arda'nın sesini duymak şaşırtmıştı...

"Asrın... Kapatma ve beni iyi dinle... Sinan Dinçer bunu son darbe olduğunu söyledi... Gidersen seni, gitmezsen kardeşini öldürecekmiş... Gitme Asrın yalvarırım gitme... Sana bir şey olursa yaşayamam... Her şeyden vazgeçmeye hazırım... Ateş'ten bile ama sana bir şey olmasın... Asrın lüt---" elimden düşen telefonla dizlerimin üstüne çökerken yanıma ilk gelen Ateş olmuştu... Hızla telefonu aldığında Arda çoktan kapatmıştı... Darren'ın yaptığı açıklamayla Ateş Arda'nın ne istediğini sorduğunda;

"Gitmezsem Noyan'ı, gidersem bebeğimi kaybedecekmişim..." dedim... Kendi canımdan çok bebeğim ve Noyan için endişeliydim... Bu nasıl bir seçimdi... Belkide hayatımda verdiğim en büyük karardı... Ama kimi seçeceğimi biliyordum...

"Tatlım..." Zerrin annenin sesiyle kendime geldiğimde gözlerinde ki endişe bir anne olarak neler hissettiğimi anladığını gösteriyordu...

"Yapamam..." dedim sessizce... Yavaşça ayağa kalktığımda;

"Üzgünüm Ateş ama yapamam... Ondan vazgeçemem..." deyip Ateş'e sarıldım... Sarılışıma anında karşılık verirken ensenin altındaki özel bir damardan sıkarak bayılttım onu... Ne yaptığımı anlamdan yere yığılırken, Uras ve Emir hızla yanımıza geldiler... Bunu onu en fazla 3-4 dakika sersemletecekti... Bu yüzden hemen çıkmak için kapıya yönelirken, Koray'ın önümü kesmesiyle silahımı anlına dayadım...

"Tek uyarı, çekil önümden Koray..."

"H-hayır... Ateş'e bunu yapamam Asrın..." sinirle silahımı havaya sıktığımda hepsi ürkmüştü... Koray'ın ani şokundan yararlanıp, yüzüne geçirdiğim yumrukla onu geçip, kapıdan çıktım... Büşra'nın Koray'a seslenişini umursamadan hızla motoruma atlayıp, yola çıktım... Arkamdan koşan Emir ve Darren'dan son anda kaçmıştım...

Biz yıllarca aynı odayı paylaşan, aynı sofrada yemek yiyen, sabah okula aynı serviste giden, odasına izin girdiğim için kavga eden ama en ufak bir incinme de birbirine sarılıp öpen, anne ve babamızın sevgisi için kavga eden kardeşler olmadık...

Biz kiminin kabus, kiminin hayal dahi edemeyeceği boktan hayatlar yaşayan ama buna rağmen her zaman birbirimizin varlığını hissederek ayakta durmaya çalışan kardeşlerdik... Biz hayatın en dibinde doğmuş, yıllarca aynı karanlıkta fakat farklı yerlerde büyümüş iki kardeştik... Ben aydınlığımı Ateş ile bulmuşken, Noyan benimle bulmuştu... Onu kendi ışığımla koruyacağıma, bir daha o lanet karanlığa terk etmeyeceğime dair ona söz verdim... Ne pahasına olursa olsun, onu kurtaracağım...

"Dayan Noyan... Geliyorum kardeşim..."

Babam bu işin başladığı yer demişti... Orayı unutmak için her şeyi denedim... Yıllarca o gecenin kabusuyla uyandım... Ama ne yaparsam yapayım, yıllardır uğramadığım sokaklar bile en ince ayrıntısına kadar aklımdaydı...

Ateş ile tanıştığım yer, ilk aşkımı gördüğüm yer, annem ve babam sandığım insanların gözlerimin önünde katledildiği yer... Evim... İşte buradayım... Hızla motordan atlayıp, eve ilerlerken ayaklarım beni geri itiyor gibiydi... Babam yıllar önce bu evin benim kabusum olduğunu düşündüğü için yıkmak istedi ama ailemden bana kalan tek hatıra olduğu için vermemiştim... Evi benim üzerime yapmıştı ama yıllardır değil bu eve gelmek bu semte bile uğramıyordum... Şimdi ise beni kabusumun içine geri çekiyordu...

Ölüm Meleği...#wattys2016Where stories live. Discover now