3.Rezil olursan rezil et!

531 71 11
                                    

Multimedia Melih

"Kırisçın? Anan biliyo mu? Anan pley rumun olduğunu biliyo mu?"dedim kendimi grinin elli tonuna kaptırırken ayaklarımı dayadığım kalorifer peteğinde üst üste koyarak.

Adam kadına yapmadığı şeyi bırakmıyor yahu. Götürüyor da götürüyor. Bide acımasız. Ama Ana da az değil yani. Başta kitabı 'ben terbiyeli kızım' ayağına okumicaktım ama bi başladımmı da bırakamadım anasını satiyim.

İlk dersimiz edebiyattı ve hoca ameliyat olduğu için ders boştu. Bunu fırsat bilerek sınıftaki diğer hayvanuslara zıt bir şekilde en arka sırada sessizce kitap okuyodum. Tamam biraz sesli düşünüor olabilirim. Kitap şeyettiriyo ama ben napiyım?

Dün Melih malına inat depresyon modundan çıkmış, eğlenceli, sevimli ve takmayan kız moduma geri dönmüştüm. Ama vardığım karara göre o tibet öküzüne de yaptığı artizlikleri yanına bırakmayacaktım. İbnelik günümdeyim yani.

Aklımda bugünlük canice bir plan vardı. Planın adı: Rezil olursan rezil et! Ne mi yapıcam? Söylemeye üşendim. Bekleyin, görün! Puhahaha

La şansıma bugün Toprak'ta yok. Yaptığım biçızlıkları göremicek. Beraber hunharca gülemicez. Nese. Ben onun yerine de gülerim. Aklıma gelen görüntülerle pis pis sırıttım. Çok kütü şeyler olucek. Çok kütü! Ya taam o kadar diildir belki. Oladabilir.

Bir ders boyunca çıkarılan onca insanlık dışı ulumalara rağmen -gerçi insanlık içi uluma da olmaz ama- kitabı güzelce okumuş, teneffüste de Toprak'ın yokluğunu fırsat bilip Kuzey'e çatmıştım.

Sevgilisi olmayınca bir savunmasız oluyor yavrum. Çöpsüz üzüm gibi bakınıyor ortalığa ve ben de diyorum ki 'Allah'ım sonunda bu çifte kumrunun tekine de aynı acıyı tattırdığın için şükürler olsun Yarebbim! Yannızlık!'

İkinci derste boş olunca bu sefer sıkıntıdan kitabı çantama tıkıp sınıfta tek başına oturan Derya kamkimin yanına gittim. Gözleri dolu dolu bişiyler düşünüyodu. Gız sen ağlama. Valla bak. Boncuk gözlerine tükürdüğüm de pek güzel. "Anam! Niye ağlıyon sen?"didim vefalı kamkiyi oynayarak.

Burnunu çekti. Ağlamiycem bakışlarıyla bakıyodu garibim. "Sevgilimden ayrıldım."dedi cılız sesiyle. Sınıftaki tepişenler yüzünden sesini zor duymuştum. Yahu biz kendimize göre sevgili bulamıyoruz bu ayrılıyo. Tımam cnm. "Neden bürütüs?"dedim.

"Aldattığını düşündüğüm için."Düşünmek. Sen malsın mı Derya'cım?

"Kesin değildi yani?"

"Şöyle ki; B-ben bu-bununla buluşmak için bi kafeye gitmiştim. So-sonra bu tuvalete gitmişti bi ara. Telefonuda masadaymış. Öttü böyle işte. Dayanamadım bi baktım. Mesajda 'seni özledim' ya-yazıyoyoyağağaga"ağlamaya başlayınca yüzümü buruşturdum. Ağliycam şimdi ah! Şerefsiz dümbüğün biri daha.

Hayır madem hayatında bi denişiklik istiyon adam gibi ayrıl ondan sonra hangi sürtüğe gitceksen git. Kerhanede mi gezersin, barlarda tuvalet fanteziği mi yaparsın bilmem ama şu masum pandayı üzmeye ne hakkın var be nomıssız! Daha şimdiden whatsaptaki gülen bok kadar kıl olmaya başlamıştım bu pisliğe.

Evet o piçe de bundan sonra 'gülen bok' dicem çünkü o emojinin de aslında 'kakaolu dondurma' olduğunu öğrendiğimden beri hiçbi şeye güvenemiyorum da. Bu da o emoji gibi dönekti işte.

Ben de ağlamaya başladım. -yalandan tabiside- "Ağağa bu seni gerçekten aldatmış ama üzülme sen daha iyilerine layıksın kamkii!"

"Burda 'belki bi yanlış anlaşılma vardır. Panik yapma' demen gerekmiyo mu?"dedi şaşkınca.

Keten PrensesWhere stories live. Discover now