28. Peşin Hüküm

225 23 9
                                    

Merhaba^_^
Uzun zaman sonra yeni ve uzun bir bölümle sizlerleyim. Sanırım bu bölüm tatil hediyesi oluyor. Herkese iyi tatiller :D
~Keyifli okumalar~

***
Atakan'ın bu haline biraz da acıyordum ama o ortaya bu kadar komik bir tablo çıkarıyorken gülmekten başka bir şey yapamıyordum. Yine de bir köşeye not ettim onunla bu kadar fazla dalga geçmemem gerektiğini. Arkadaş katili olmak istemezdim. Hiç değilse bu yaşta olmak istemezdim. Sonra düşünürüz belki. İnsan yeni deneyimlere de yelken açmalı.

Kahkahamın yeteri kadar uzun sürdüğünü ve Atakan'a da bir tek benim hunharca güldüğümü fark ettiğimde sonunda kendimi dizginledim. Melih sırıtarak, Toprak somurtarak bana bakarken Atakan hepimizden bağımsız olarak baygın taklidi yapıyordu. Allah aşkına! Bu güneşte o sıcak kumlara kendini nasıl da atmıştı?

"Tamam kanka. Bulacağım ben sana güzel bir sevgili."dedim dayanamayıp. Kalkması için güzel bir vaatti.

Ama o bunu duymazdan geldi. Gözlerimi devirdim. Abartıyordu. Bir kızın peşinden bu kadar çok koşulmazdı. Olan kendine oluyordu işte. Hiç anlamazdım böylelerini. Bir his bir insanı nasıl böyle süründürebilirdi ki? Bu kadar gurursuz yapabilirdi? Çok saçmaydı.

Sus. Sen daha aşık olmadın kappe! Ne anlarsın histen, sevgiden?!

Sen çok anlıyorsun sanırım iç ses? Bakıyorum da dil pabuç gibi. Karışma iki dakika.

Karışmasak ne olacak?! Şu düşünce stiline bir bak kız. Yelloz! Aşık adama akıl sır erdirmeye çalışan ben miyim?

Sensin yelloz. Uruspu.

Beş dakika kadar sonra Atakan'ı ayılması için ayağımla dürttüm. "Kanka tamam, kalk."dedim numarayı kesmesi için. İşin esprisine güzelce gülmüştük, sıra ciddili sohbetlere geçmekteydi. Ama beklediğimin aksine kalkmadı. Değil kalkmak kılını bile kıpırdatmadı.

Bu sefer Melih sertçe itekledi. "Kalksana lan."

Melih'in iteklemesiyle birkaç santim yana savrulan Atakan'da hiçbir yaşam belirtisi göremeyince beni ufaktan bir panik sarmaya başladı. Bu mal cidden bayılmış olamazdı değil mi? Yani bayılan insan nasıl konuşur ki? Sayıklar mı? Hay gerizekalı!

Toprak da elinin ucuyla omzuna dokundu ve "Kanka kalk hadi. Bak daha Kuzey'i hangi koşullarda affedeceğimi anlatacaktım sana."diyerek uyandırmaya çalıştıysa da bir sonuç alamadı.

"Ya kalksana! Bak korkutma bizi!"dedim korkulu gözlerle. Benim yüzümden başına bir şey gelmesini istemezdim. Bu salaklıkla başına muhakkak gelirdi ama benim yüzümden gelmesi bana vicdan azabı çektirirdi. O kadar seslenme ve dürtmelerimize karşı ölü gibi yatınca gerçekten bayılmış olduğunu anladık.

Vücudumdaki panik dalgası artmaya ve benim güzel nöronlarıma dalga dalga yayılmaya başlarken yere diz çöküp Ati'yi hızlı hızlı sarsmaya ve başımı göğsüne koyup ağıt yakmaya başladım.

"Vay benim gerizekalı arkadaşım elin peltek cücesine mi tercih edildi?! Tercih edildi diye mi bayıldı?! Bilmiyorum, ölmüşte olabilir ama bu ben söylediğim için değildiii! Yani aslında benim suçum yok ama sen ölmesende olurduuu! Lanet olsun, Allah'ın pamuk beyinlisi bayılacak zamanı mı buldun?"

Beni kolumdan tutup kaldıran Melih'e 'Ne var?' dercesine başımı salladım. Ati'nin deneyimli arkadaşı olmasının verdiği üstünlükle "Biraz zor ayılır."dedi ve hafif bir zorlanmanın ardından Atakan'ı sırtına attı. Yuh. Atakan'ı gerçekten sırtına attı. Ayının hakkından hödük gelirmiş. Melih'i içimden tebrik ediyorum.

Keten PrensesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin